
Ne Batı ne de Doğu öncelik Körfez olmalı
Güç haritalarına baktığımızda Ortadoğu ve Körfez bölgesinin bir hegemondan yoksun olduğunu görüyoruz. Dış müdahalelerden, kriz ve iç savaşlardan geçilmiyor bölge. Ortadoğu şimdi de Gazze'deki soykırım saldırılarını bölgesel savaşa dönüştürmek isteyen siyonist rejim ile destekçisi ABD'nin kıyamet senaryolarının hedefi konumunda.
Bir güç dengesi sağlanmadıkça bölgeye istikrarın gelmesi çok zor görünüyor. Bölge üzerindeki ABD hegemonyası hayli aşınmış durumda. Türkiye dışında Rusya, Çin ve Avrupa bölgedeki nüfuzlarını artırmanın savaşını veriyor.
Güç dengesi ve istikrarın yeniden sağlanması için hegemonik stratejilerin iyi formüle edilmesi gerekir. Avrupa bugün ABD hegemonyasında tek kutuplu bir güç haritasına sahip. Rusya'nın denkleme girmesi dengeleri ve istikrarı sarstı. Asya'da ise çok kutuplu bir hegemonik denge söz konusu. Kıtanın istikrarının geleceği Çin, Rusya ve ABD arasındaki uzlaşıya bağlı.
***
Ortadoğu bugünlerde kaotik çok kutuplulukla tanımlanıyor. Çin, Rusya, İran, İsrail, Suudi Arabistan ve BAE gibi aktörler ABD bölgeden çekilmeye devam ederken avantaj için mücadele ediyor. Ancak bunlardan hiçbiri Türkiye'nin sahip olduğu imkânlara ve avantaja sahip değil. Biz ise en avantajlı olduğumuz saha yerine gücümüzü ya Batı'da ya Doğu'da tüketiyoruz. Oysa özellikle de Ortadoğu'daki Körfez bölgesi kritik altı ülkeyi bir araya getiriyor: Bahreyn, Katar, Kuveyt, BAE, Umman ve Suudi Arabistan. 1981'de Körfez İşbirliği Konseyi'ni (KİK) kuran bu ülkeler küresel petrol ve gaz tedarikinin kilit ihracatçıları.
***
İşte bu yüzden Avrupa, ABD, Rusya veya Çin'den daha çok Türkiye ulusal politikalarını doğal ve tarihi hegemonu olduğu bu bölgeye hasretmeli. Buna yönelik stratejilere öncelik vermeli. Bu bölge ile aramızdaki sorunları iyi yönetmeli. Bu sorunların krizlere dönüşmesini engellemeli. Ve var olan krizleri de ivedilikle çözmesi gerekiyor.
Çünkü Anadolu'nun kapılarını Türklere açan Alparslan'ın (1029-1072) danışmanı ve veziri olan siyaset dehası Nizâmülmülk'ün (1018-1092) ünlü eseri Siyasetname'de de dile getirdiği gibi büyük ve müreffeh bir devletten medeniyete dönüşmenin yolu komşu ülkelerle kurulan stratejik istikrar ve barıştan geçer. Bu fırsatı ve talihi heba etmemek lazım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.