
‘Mumdan cenneti eriyenler’in histerisi
Mandacı CHP zihniyetine ve içimizdeki diğer birçok siyasi akbabaya rağmen Türkiye, Anadolu ülkesinden bir dünya devletine doğru olan yolculuğunu emin adımlarla sürdürüyor.
Bunun en somut iki kanıtından biri ABD Başkanı Donald Trump'ın bütün dünyaya kestiği ağır gümrük vergilerinden ülkemizi neredeyse muaf tutan tutumu oldu.
Trump başta Avrupa, Japonya ve hatta İsrail olmak üzere bütün müttefiklerine karşı ağır gümrük vergileri getirirken Türkiye'yi yüzde 10'da tuttu.
Bu yaklaşım Türkiye'ye yönelik özeni ve önemi gösteriyor. Aksi olsaydı da Türkiye yine kazanacaktı.
Çünkü ABD'nin dünyaya karşı ilan ettiği yeni gümrük savaşı her açıdan ülkemizin ihracatını artıracaktır.
Çünkü özellikle Kamboçya, Çin, Hindistan ve Vietnam gibi ucuz işgücü ülkelerine yönelen uluslararası Amerikan şirketleri, Trump'ın bu devletlere karşı devreye soktuğu yüksek tarifelerden dolayı yönlerini Türkiye'ye çevireceklerdir.
***
Bu yeni opsiyon en çok da ABD ve Avrupa'dan destek arayan işgalci zihniyetle malul muhalefeti yeni travmalara sokacaktır.
Fakat sömürgeci zihniyetin ülkemizdeki beşinci kol faaliyetlerini yürüten muhalefeti asıl şoka sokacak gelişme NATO'daki yeni Türk çağı olacaktır. 4 Nisan 1949'da kurulan NATO'nun Brüksel'deki zirvesinde 32 üyenin dışişleri bakanları arasında en büyük teveccühü Hakan Fidan'ın görmesi dikkat çekiciydi.
Bunun nedeni kuşku yok ki Türkiye'nin küresel savaş paradigmasını dönüştüren savunma teknolojisindeki ezber bozan ve dengeleri yeniden kuran atılımları.
Nitekim 76 yaşına giren NATO ittifakı, bugünlerde zor bir süreçten geçiyor. ABD Başkanı Trump'ın yoğun saldırılarına maruz kalan ittifak tarihinin en büyük kırılmalarımdan biriyle karşı karşıya.
Amerikalı savunma uzmanı Prof. Andrew Latham'a göre tam da bu aşamada Pentagon'un sert çıkışları yıllardır rehavet içindeki Avrupalı müttefikleri sarsarken "Amerikan gücüyle rekabet edebilen, yük taşıyan, vazgeçilmez müttefik" Türkiye'nin rolü ise giderek güçleniyor.
***
Ordumuza övgüler düzen Latham, Avrupa-Atlantik denkleminde Türkiye'nin hem de Amerikan güvenlik şemsiyesinin çöktüğü süreçte ayakta kalan birkaç üyeden biri haline geldiğinin altını çiziyor.
Türkiye'ye savaş açan muhalefet NATO'dan yardım isterken dara düşen NATO ise Türkiye'yi can simidi olarak görüyor. Ve bu yaman çelişkinin pençesindeki muhalefet haliyle küresel yeni eksenin Türkiye olduğunu kavrayamıyor. Zira Latham'ın da vurguladığı üzere ülkemiz artık kendi çıkarları ve kendi vizyonu için harekete geçen bir küresel güç konumunda.
Sözün özü hem ekonomik hem askeri açıdan küresel dengelerin yeniden oluştuğu bir süreçte Türkiye vazgeçilmez kilit bir aktöre dönüşmüş halde.
Fakat 'mumdan cenneti eriyenler' bunu hazmedemiyor. O yüzden de ülkemize karşı harici bir unsur gibi savaşa girişiyorlar.
Ülkelerine karşı yabancılaşan (şeyleşen), bilinçaltları sömürgecilik zihniyeti ile yaralı, köksüz ve aidiyetleri yanında kavrayışları da mahdut çürümüş siyasi sınıfların devri artık sona eriyor/ermeli.
Ülkemizin selameti ve istikbali için bu mandacı muhalefeti saplandığı ihanetin, behimiyetin ve cehlin bataklığından kurtarmak lazım. Zira bu artık bir beka meselesi.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Bercan Tutar | 'Mumdan cenneti eriyenler'in histerisi
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.