GÜRCAN BİLGİÇ

Aslında 3 maç vardı

Bir karşılaşmanın içinde üç tane maç izledik. İlk yarım saatini Fenerbahçe'nin kontrol edip, ayağa paslar, alan paylaşımı, etkili bindirmeler ile Beşiktaş'ı maça seyirci ettiğini görüyorduk. Gol geldi, direkten döndü, kaçanlar kaçtı, Rüştü kurtardı.
Fenerbahçe, İnönü'de hiç olmadığı kadar baskın ve etkiliydi. Sonrasında tempoyu düşürdüler, kendi sahalarına döndüler, Beşiktaş öne yerleşmeye, Fenerbahçe pas futbolundan ayrılıp, kontrolsüz uzun toplara döndü. Ve ikinci maç başladı. Beşiktaş'ın gövde gösterisi. İkinci yarının ilk 16'ine de damgasını vuran, seyirci ile coşan ve çaresiz bırakan resitaldi. İki gol geldi. İstim Beşiktaş'ın arkasından gelir gibiydi.
Sonrasındaki üçüncü maça Ferrari karar verdi. Kırmızı kartı görüp, penaltıya neden olarak Fenerbahçe'nin maçı ve üç puanı aldığı dakikaları başlattı. Kaptan Alex'in sahne aldığı, takımı ve arkadaşlarını farklı skora, zirveye sürüklediği, rakibin çaresizlik içinde kaldığı anlardı bunlar.
Aykut Kocaman'ın, Querasma'nın yardımsız bıraktığı rakip sağ kanadını Dia ve Andre Santos ile otoban gibi kullanması karşılığında, Schuster'in yine bir sürprizi yoktu sahada. Kırılgan takımını, aslanların önüne atmış ve bunu umursamadan 90 dakika seyretti. Ferrari atıldığında yerine girmesi gereken stoperi bile yoktu kulübede. Kocaman'ın Fenerbahçe'si, Beşiktaş'ı bir teknik direktörün değil; eski büyük futbolcunun (Schuster) yönettiğini ispatlıyordu herkese.
BİR GALİBİYETTEN FAZLASI
Bu maçın Fenerbahçe için önemi çok büyük. Sadece üç puan değil, derbi kazanmanın getirdiği güven de bundan sonraki haftaları daha kolay ve tehdit eder hale getirecek. Oyuncu grubu mücadele istikrarını sağlarken, artık her rakip için korku yaratacaktır. Zirvedeki rakiplerin moralini bozacak, panik virüsünün daha hızlı yayılmasını sağlayacak bir gövde gösterisi bu. Hem bu takım, hem de taraftarı yıllardır özlemini duydukları savaşan takımlarını izliyorlar. Aykut Kocaman'ın felsefesi ile hedeflerin zamanla ne kadar büyüyeceğini de hep birlikte göreceğiz.
Cüneyt Çakır için tek şey söyleyebilirim. Maçtan sonra bu mağlubiyete kılıf arayanların kurtarıcısı olmayacak. Lugano'ya yapılan penaltıyı çalmayan bir hakemi bile kötüleyecek halleri yoktur herhalde...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.