Duygusallığın sonu

İddianamenin detayları F.Bahçe'de sinerjiyi değiştirse de, Saracoğlu'nda yine mücadelenin ruhu çok geçmeden yerine aldı. Kağıt üstünde kolay gibi gözükse de, A.Gücü takım olarak direnmeye karar verip, Hürriyet- Alex eşleşmesi belki de 20. kez tekrarlansa da, F.Bahçe'nin kazanmanın ötesinde seçeneği yoktu. Çünkü kolay puan kaybı kontenjanını çoktan doldurmuş, hatta kötü oynama hakkını da aşmış, ocak sonrasından kredi kullanmaya başlamışlardı. Aykut Kocaman, bulunduğu yerin gerektirdiği gerçekçilikte olamadı. Çünkü Özer Hurmacı'ya ilk on bir şansı vererek duygusallığını, performans raporlarının önüne geçirdi. Ankara'da kötüydü Özer... Daha önceki maçlarda da umut vermemişti. Buna rağmen, Kocaman'ın kontenjan senatörü olarak bir kez daha sahadaydı. Hocası yeteneğine inanıyor ama O, bunun gerektirdiği coşkuya da, sorumluluğu da sahip olmadı.
Tribünün tepkisi doğru değil, ancak Özer bu durumu kendisine bir kez daha sormalı. Bu sorunun sahibi olan başka oyuncular da var takımda. Bazıları "tabu" haline gelmiş oyuncular bunlar. Doğrusu şu ki, F.Bahçe oyuncuları boş vermişliğe alışıp, özverideki eksiklikleri mazeretlendirmeye çabuk alıştılar. Kimsenin "hayır" diyemeyeceği bir süreç var ellerinde. Onlar da istedikleri gibi değerlendiriyorlar bunu.
SEMİH'İ KAZANMAK ÖNEMLİ
A.Gücü'nün oyunu kilitleyen tarzını şutlar ve kanat atakları dışında aşmak çok mümkün değildi. Tıpkı önceki puan kayıplarında olduğu gibi. Bienvenu'den ne beklentisi var hocanın bilemiyorum. Ama bu Semih devreye girmeden pek olacak gibi değil. Rakibin aklını karıştırıp, dengesini bozacak formül, ikinci yarıda işledi. Semih'in tekrar takımın parçası olması önemli. Çünkü Emre'nin yokluğunda veya Alex'in formsuzluğunda benzer özellikleri ve zekayı taşıması beklenen başka oyuncusu yok kenarda takımın.
Hakem İlker Meral, futboldan gelen, oyunu ve oyuncuyu bilen hakem olarak, geleceğin önemli isimlerinden biridir. Daha çok şans verilmesi gerekiyor.