Hüzün mü çökmüş yeşile?
Takvimler sonbaharı gösteriyor.
Havalar soğumaya, yapraklar dalından dökülmeye başladı.
Doğanın yeşili ton değiştiriyor. Ağaçlar hüzünlü.
Çiçeklerin keyfi kaçtı. Neşeleri yok bugünlerde.
Rüzgar ise bir başka esiyor.
Ilık ılık yüzümüzü okşayan rüzgar sertleşti, hırçınlaştı.
Doğanın bir bütünlüğünü, ahengini ve ekip ruhunu yansıtıyor.
Tablo çok net, iklim el değiştiriyor.
Rengiyle, kokusuyla, tadıyla bir başka bugünler.
Adına da 'sonbahar' diyoruz.
Dinlendiriyor, huzur veriyor.
Hele sonbaharın renk tonlarına bayılıyorum.
Dökülen yapraklar üzerinde yürürken ortaya çıkan 'hışır, hışır' sesleri su misali.
Şimdi Abant'ta, Yedigöller'de ya da Gölcük'te doğa harikasının içinde olmak vardı.
Biraz huzur biraz da doğanın çömertliğinden istifade etmek için…
Her şey dün gibi, taze… Heyecan dolu.
Hadi şu işin ucundan tutalım dendiğinde sabun köpüğü gibi kaybolmayanlar bugün birlikte olduklarımız. Gün geldi kar taneleri gibi çoğaldık.
İşte, onlarla birlikte yürüdük.
Ağaç yapraklarının 'hışıltısına' aldırış etmeden, dönüp geriye bakmadan…
Bir gün hepimiz için 'sonbahar' vakti gelecek.
***
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.