OSMAN ALTINIŞIK (ANKARA)

Mevsim sonbahar aylardan kasım…

Bu hafta siyaset, kent, ödüller, yaşanmışlıkları bir tarafa bırakmak istiyorum. Gündem o kadar yoğun ki… Yetişmek, yetiştiğini kaleme almak, aldıklarını tekrar okumak bile yoruyor…
Hani şu mevsimler var ya… İçinde bulunduğumuz Sonbahar gibi… Hazan yani hüzün mevsimi… Pişmanlıkların hüzünlü mevsimi sonbahar… Mevsimlerin en kişiliklisi aslında… Kafası karışık ama kendinden emin ve ödün vermiyor.
'Sevseniz de sevmeseniz de ben böyleyim' diyor. Hüznü ve gözyaşını içinde barındırıyor.
Hayata dair tüm sevdiklerinizin sararıp solduğu mevsim… İnsan yaşamı da mevsim gibi… Doğup büyüyor, tıpkı mevsimler gibi… Çocukluk yılları kış, gençlik yılları bahar, olgun yıllar yaz, yaşlılık yılları ise sonbahar… Yaprak misali insanoğlu… Bir varsın, bir yoksun.
Yeşilin sarıya dönen tüm tonlarının hâkim olduğu doğa coşkulu görüntüsünü sessizliğe taşıyor. O sessizliğin içinde yalnızca hüzün hâkim değil.
Beraberinde yalnızlık ve geçmişe yolculuk var. Tüm yaşanmışlıkların tekrar gözden geçirildiği bir mevsim sonbahar… Issız bir sonbahar günü seni de heybeme koyup yalnızlığımla beraber sana inat sarı yaprakların üzerinde dolaşmak istiyorum. Sessizliği gözyaşım değil, yaprakların hışırtısı bozsun istiyorum.
Hüzün, yalnızlık ve sessizlik… Üçü bir arada… Özlem var hüznün içinde… Sen varsın yalnızlığın içinde... Hani 'alıp başımı gitmeliyim buralardan' dediğimiz anlar olur ya… Öyle bir duygu kaplar yüreğimi. Bir açmaz, bir kaçmaz ya da bir kayboluştur… Saatlerce kaybolup gitmektir yaprakların arasında.
Dün 12 Kasım Düzce Depreminin yıldönümüydü.
Kayıplarımız vardı… Ailemizde, sokağımızda, mahallemizde, Kaynaşlımız'da… Sevdiklerimizi sonsuzluğa uğurladığımız günün üzerinden 18 yıl geçti… Ailemizin direği, hayata dair ilkleri yaşadığım babamın aramızdan ayrılışının yıl dönümü ise yarın… Gözlerimin mevsimsel buğulanması gibiydi, göz pınarımın dolup şelaleye dönüştüğü gün… Üzerinden tam on yıl geçti. Baba candır, zordur, ağırdır, insan hayatında geçmeyen izler bırakır, yarım bırakır baba yokluğu… Ömür boyu geçmeyecek bir duygudur... Ne kadar anlatmaya, tarif etmeye çalışsam da boş. Ömür boyu yeri dolmayacak bir duygudur babasızlık…
Nur içinde yat, mekânın cennet olsun…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.