ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

En eski medya

Bana "Dünyanın en eski medyası nedir?" diye sorarsanız, size hemen "dedikodu" ya da "söylenti" diye yanıt verirdim... Gerçekten de böyledir... Dünyanın en etkin, en eski medyası, dedikodu ya da karşılığı olmayan söylentidir... Neresinden baksanız, toplumsal hayatımızın hangi alanından yola çıksanız, "söylenti" ya da "dedikodu" sınırları belli olan bir yerde değil, her yerdedir... Yani kitle iletişim araçlarının en eskisidir...
Belki de çok eski zamanlarda, yazı var olmadan çok önce; kulaktan kulağa dolaşan bilgi, toplumlardaki en etkin iletişim aracıydı. Haberleri taşıyan, insanların farkındalıklarını artıran, esas olarak söylentiler ve dedikodulardı. Sonuçta günümüzün modern dünyası, internetten her türlü medyanın aktif kullanımına kadar paylaştığımız tüm iletişim araçları; yine de dünyanın en eski medyası olan "söylentiyi" ve "dedikoduyu" kesinlikle ortadan kaldıramadı.
Dedikodu ve söylenti; insan için hep cazibesini korudu.
ÇITA DAHA DA YÜKSEK
Söylenti, her zaman bilginin ve öğrenilmek istenenin karaborsası, eğlencesi oldu.
Söylenti ve dedikodu, yeri geldi insanların günah keçisi de oldu... Rahatladıkları, kendilerini rahatlattıkları, gerçekten uzaklaştıkları, öfkelerini azalttıkları, kendilerinin ve kendi gerçeklerinin dışında, başkalarının hayatları üzerine kurulan günah keçileri...
İzmir ve Ege de, belki coğrafyasının getirdiği özellikler nedeniyle, "dedikodu ve söylenti" barometresinin en yüksek çıtasını taşıyor. Belki de bana öyle geliyor. Yalın bir gözlem:
Ticarette, siyasette, gündelik hayatta, insan ilişkilerinde; sanki güzel İzmir'imiz, Ege'miz genel olarak dedikodunun daha yoğunlaştığı bir konumda duruyor gibi... Umarım yanılıyorumdur... Tatlı, sevimli, ironisiyle gülümseten çizgideki "dedikodu" dışında kalan her türlü "dedikodu" ya da "söylenti" genelde bumerang gibidir çünkü...
Dolaşır, uçar, yaratıcılarına geri döner, aynen bumerang gibi... Bölgeleri, şehirleri ve insanları geriletir... Ne güzel söylemiş atalarımız bir zamanlar: "Arife gününde yalan söyleyen, bayram gününde utanır."
En güzeli "dünyanın en eski medyasına" belki de çok farkında olunmadan kucak açılırken, atalarımızın söyledikleri de hiç unutulmamalı...
Dedikodunun da, söylentinin de, bir sınırı olmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.