Bursa'da zaman

Zihin yapımız; illeri "nicelik" üzerinden sıralamaya daha yatkındır. Ya yüzölçümünden ya da nüfus üzerinden şehirleri büyüklük sırasına dizer, "ilk 3" veya "ilk 10" damgasını vururuz. Teoride gerekliliği tartışılabilir ancak pratikte bir işe yaradığını görmedim, bilmedim.
Misal Bursa'yı ilk 3, 5, 7 ya da hangi sıraya koyuyorsak, referansımız, nüfus niceliğinden öteye geçmez. Hal böyle olunca niteliği ıskalar, Bursa'yı Türkiye içinde, bölge ekonomilerinde ve kürede pozisyonlayamayız. Bildik ezberleri bozamadığımızdan, ufkumuz da kendi yerelimize gömülü kalır.
Oysa dünya farklı ölçekler üzerinden okumalar yapıyor. Misal Singapur gibi bir site devlet, dünya ekonomisinde başat noktadadır. Hiç kimsenin aklınla, "mahalle kadar nüfusu" gelmez. Zira parametreler değişmiştir.
Bursa, nüfus, yüzölçümü gibi niceliklerin ötesine taşabilen kentlerimiz arasında yer alıyor. Tarihi kültürel mirası, ona bu üstünlüğü sağlaya gelmiş... Doğal kaynaklar, coğrafi konum ile de şanslı kentlerimizden... Yerel kabiliyetleriyle de kendini ülkede, bazı alan ve sektörlerde ayrıştırmayı başarmış.
Ancak Bursa okumalarımız, artık işe yaramayan eski ezberlerimizde kaldığından, vizyonumuz genişleyemiyor, kentin yarınına dair projelerimiz, güdük kalıyor. İhracatçıların tepe ismi Mehmet Büyükekşi'nin Bursa'yı dışsatım üzerinden okuması, bu yüzden değerli... Çünkü yeni yolun başlangıcına işaret ediyor.
Bir kent nüfusuyla, kapladığı toprakla değil, ihracatı, bilim insanı, AR-GE elemanıyla, patenti, ileri teknolojileri ya da sektörleriyle anılır hale gelmişse, burada "farklı bir yarından" söz etmeye başladık demektir. Bursa; bu farklı yarına koşacak enerji taşıyor ve kendi zamanını oluşturuyor. Soru şudur artık; Bursa neden uzay, savunma, ihracat lideri bir kent olmasın?