Adanalı Mehmet Çavuş
Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki Karataş Karakolu, açık havada Irak'ın sınır köylerindeki uçan kuşu bile görebilen sıfır noktasındaydı.
Oysa şimdi bir metre ötesi bile görünmüyordu.
Karakoldakiler,
"Kurtlar gibi PKK da dumanlı havayı sever" diyerek teyakkuza geçtiler.
Komutan, 'aldatma' planını devreye soktu.
Kar bir metreyi aşmıştı.
Ayak sesleri de duyulmazdı artık.
Hedef kınalı kuzulardı.
Sessizce yaklaştılar.
Tüm bölük kırılacaktı.
Ağır silahlar tepelerdeydi.
Karakola böyle saldıracaklardı.
Dere boyundan gelenler ise dış mevzilere sızacaktı.
Termal kameraya karşı özel bir kıyafet giymişlerdi.
'Kaçakçı' sansınlar diye
Silahları saman torbasına koymuşlardı.
Arazideki her kıpırtıya daha bir dikkatle baktı.
Saat 18.35 sularıydı.
Bir hareketlilik gördü.
Şüphelendi…
Hareketlilik Zap Nehri boyunca sürüp gidiyordu.
Soğuk bir kış akşamında bu hareketlilik önemliydi.
Birlikte baktılar.
Vizördeki hareketlere...
Üs bölgesine sızmaya çalışan teröristleri gördüler.
Uzman Çavuş Mehmet Doğan, timiyle birlikte yerini aldı.
Sinsice gelen teröristler,
Mevzilerde kimseyi bulamayacaktı.
Yaklaşan karartılar dikkatle izlendi.
Herkes yapacağı işi iyi biliyordu.
Güzel bir sürpriz hazırlamışlardı.
Adanalı Mehmet ve arkadaşları saklandıkları yerde, teröristleri bekliyordu.
Hava buz gibi soğuktu.
Ama onlara işlemiyordu.
Teröristler de…
Kar teröristi gizliyordu.
Fakat Mehmetçik tetikteydi.
Küçük bir tıkırtı bile takip ediliyordu.
Görüldüklerinden habersiz baskına gelen teröristler, karşılaşacakları manzaradan habersizdiler.
Her saldırı öncesi yaptıkları gibi,
PKK'lı itler, yine hap içmişti.
Hedef mevzilerdi.
Güya Mehmetçiği uykuda yakalayacak,
Ateşle şaşkına çevireceklerdi.
Karataş'takiler de uyanık ve göreve hazırdı…
Uzman Çavuş Mehmet Doğan, 2001 yılında TSK'ya katılmıştı.
Bu karakola da yeni atanmıştı.
Gece görüş dürbünüyle, yaklaşan karartıların terörist olduğunu anladı.
Ama ateş etmedi.
Yaklaşmalarını bekledi.
Yanındakiler ateş edecekleri yeri biliyordu.
Karartılar yaklaşmıştı.
Silahları da göründü.
Mehmet durumu telsizle komutanına bildirdi.
30 terörist sürünerek mevzilere doğru ilerliyordu.
Çevrede başkaları da vardı.
İt sürüsü fark edildiğini anlamamıştı.
Boş mevzilere dalan teröristler,
Roketatar ve el bombalarını ateşledi.
20 büyük patlama oldu
Mehmet Çavuş ve arkadaşlarının az önce ayrıldığı mevzide.
Sonra boş mevzilere girdi…
Bir kişi bile sağ kalmamalıydı.
Niyetleri buydu.
İşte o an 'Allah Allah' diyen Mehmet Çavuş ve arkadaşları tetiğe bastı.
14 silah aynı anda gürledi.
Şok yaşayan teröristlerden 6'sı oracıkta telef oldu.
30 PKK'lı karşı yakadan roket yağdırmaya başladı.
Mehmet Çavuş yoğun ateşiyle o bölgedekilere de nefes aldırmadı.
Yeri değiştirilen makineli tüfek,
Şaşkın teröristleri mermi manyağı yapmıştı.
120 kişilik PKK'lı çil yavrusu gibi dağılmıştı.
Ateşi kesmiş, tabana kuvvet kaçıyorlardı.
Canı yanan it sürüsü,
Uzman Çavuş Mehmet Doğan'ın timinin olduğu yere yöneldi.
Tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi göğüs göğüse çarpıştı kahraman askerimiz.
Mehmet Çavuş cesur bir kararla timini PKK'nın üstüne sürdü.
Katil sürüsü kafayı yedi.
Bu ne biçim bir cesaretti. Mehmetçik ölüme yürümüştü.
Çarpışma sırasında Mehmet Çavuşun silahı namludan isabet aldı.
Adanalı makineli tüfeğin yanına koştu.
Ve bastı tetiğe…
Teröristlere kurşun yağdırdı.
Kafalarını bile kaldıramadı itler.
Başka bir noktadan Mehmet Çavuşun mevzisine roket atışı başladı.
Tam 14 roket düştü yanına.
Korkmadı geceyi aydınlatan bombalardan.
Ama kahpe bir bomba yüreğinde patladı.
Orada şehit düştü Adanalı Mehmet.
İki arkadaşı ise yaralanmıştı.
Uzman Çavuş Mehmet Doğan ve arkadaşlarının cesareti sayesinde emellerine ulaşamadılar.
120 kişilik it sürüsü 14 kayıp verdi.
Sayının daha fazla olduğu da söyleniyor.
Bilseniz Mehmetçik,
Hakkari dağlarında ne destanlar yazıyor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.