İşkence sözlüğü
Hele Diyarbakır Cezaevi'nde uygulanan işkence yöntemlerini hiç bilmez…
Falaka: Yaygın ve sürekli uygulandı.
Ayak tabanı, ellerin içi gibi vücudun kaslı bölümlerine kalas, cop, zincir, saz sapı, pik demirle vurularak gerçekleştirilirdi.
Bu yöntem, ayak tabanlarını patlatır, kaba yerleri ezer, morartır, tırnakları sökerdi.
Ya da ayakları kırardı.
Adam çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine salınırdı.
Köpek ilk olarak hayalara saldırırdı.
Sıranın önündeki tutuklu sırt üstü yere yatırılır, ikinci tutuklu, yatan tutuklunun testis ve erkeklik organlarından tutarak yukarı kaldırırdı.
Böylece tutuklunun kaç kilo geldiği sorulurdu.
Tüm tutuklular birbirini tartana kadar bu işlem devam ederdi.
Uyduruk mahkeme, tutukluyu idama mahkum ederdi.
İkinci katın merdiven boşluğuna bir ip asılır, ipin ucuna da tutuklunun boyun kemiğini kırmayacak şekilde kalın bezden bir ilmik takılırdı.
Tutuklunun boynu bu ilmiğe geçirilir ve temsili infaz gerçekleştirilirdi.
Tutuklu tam boğulacağı sırada da ipten alınırdı.
Onları yazamadım…
Midem kalktı çünkü…
Bugünün gençleri, dün neler yaşandığını, özgürlüklerinin kıymetini bilme adına kesinlikle öğrenmeli.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.