Kılıçdaroğlu'nun ağzı
Oradaki yargıçları yargıç, savcıları savcı, verilen kararları da karar olarak görmüyoruz.
Gayrimeşrudur o kararlar.
Çünkü yargılama olmamıştır.
Olağan yargıçlar yargılamamıştır.
Talimatlarla hazırlanan iddianameler orada seslendirilmiştir."
Doğrusunu isterseniz bu kadar cesur değilim.
Bunları söylesem şimdi kodesteydim.
Ağzına geleni söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeni incileriydi bunlar.
Alışkanlık haline getirdi.
Bazen Başbakan'ı katil, Bazen de Yargıtay üyelerini de militan yaptı.
Hakareti seviyor.
Destursuz konuşmaları başına bela olsa da vazgeçmiyor.
Yığınla tazminat ödedi.
Hatta ödediği tazminatlarla Kayseri'de sucuk ziyafeti çekildi.
Şimdi de, "Başbuğ'u atayan hükümet.
Hükümet de yargılanmalıdır" diyor.
Herkes hakim, savcı olmuş kararları tartışıyor.
Dosyanın içeriğini bilmeden ekranlarda ahkam kesiyor.
Mahkemeler ya mahkum, Ya da beraat ettirir.
Hariçten gazel okumak da neyin nesidir anlamam.
Üstelik yargı süreci devam ediyor.
Ama bunun da bir sınırı olmalı.
Mahkemeleri ve hakimleri itham etmeyi, Veya onlara hakaret etmeyi eleştiri saymak mümkün değil.
Silivri'yi Hitler'in kampına benzetmek, Yargıtay üyelerine 'militan' demek suçtur…
Hiçbir siyasetçi Türk yargısını ve mahkemelerini, Yani 3 kuvvetten biri olan yargıyı bu kadar ağır suçlamadı.
Haksızlık yapıldığı kanısı da yaygın.
Örgüt lideri suçlamasını kimse kabul edemiyor.
Tamam da, Peki mahkeme bu ağır cezayı neye dayanarak verdi?
Yargıtay ve diğer hukuk yolları da açık…
Öbür tarafta AİHM var.
Yani yanlış hesap Bağdat'tan döner.
Acaba mahkeme Başbuğ'a terör örgütü lideri değil de 'darbeci' mi diyecekti?..
Neyse...
Örgütü de belli.
Şimdi eylülü bekliyorlar, Ortalığı yakıp yıkmak için...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.