Polis yargısına son
Yargıtay, telefon tapeleriyle ilgili önemli bir karara imza attı.
olis her konuşmayı istediği gibi yorumlayamayacak…
Hep;
"Yargı bağımsız değil, polis de hükümetin dediğini yapıyor" derler.
Doğru mu acaba?
İşte bu tipler, yani çürük elmalar hem yargıya hem de polise olan güveni sarsıyor.
Bu durum hem İmirzalıoğlu'nu hem de yakın çevresini çok üzdü…
Hayranları kahroldu.
Sonunda 'pardon' dediler ama…
Hayatımızı inceleyip özelimizi dinleyip 'pardon yanlış anladık' deyip, adaleti kendileri tayin edip sonra da özgürsün diyorlar…
Bunun adı özgürlük değil tutsaklıktır."
Barcelona'ya giderken bu sözlerle isyan etti Karadayı'nın Mahir'i…
Telefon konuşmalarından niyet okuyan bazı polisler telafisi güç hayati hatalara yol açabiliyorlar.
Ve İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, Mehmet S. ve Mehmet R. hakkında "Uyuşturucu ticareti yap- makla" ilgili verdiği hapis kararını bozdu.
Telefon dinlemelerinden elde edilen ses kayıtlarının sanığa dinletilmemesini ve 'Bu ses sana mı ait?' diye sorulmamasını ise 'bozma nedeni' saydı.
Artık polis eskisi gibi tapelere kafasına göre yorum yapamayacak.
Dahası talebe göre fezleke yazıp insanlara suç isnat edemeyecek.
Haliyle savcı da böyle bir fezlekeyi iddianameye dönüştüremeyecek.
Kayısıya 'esrar' denilmeyecek yani.
Tapeler sanığa dinletilecek, Hatta 'Bu konuşma senin mi?' diye sorulacak. 'Hayır' derse Adli Tıp devreye girecek…
Önce soracak, sonra inceletecek, daha sonra da yorumlayacak…
Bu kadar mı?
Tabi ki hayır.
Konuşma sanığa aitse, Bu kez de hangi tarihte, kiminle ve ne şekilde konuştuklarının ve konuşmaların nasıl yorumlandığının da açıklanması gerekecek.
Bunca yılda inşa ettiği kariyeri bir gecede çizilmiş.
Bu hangi adalete sığar?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.