Hey gidi Karadeniz
Başbakan Trabzon ve Rize'de enerji depoladı, Ankara'ya öyle döndü.
Onunla birlikte ben de memleketimi gezmiş kadar oldum.
Adana'nın yakıcı sıcağında biraz serinledim sanki…
O deli yeşillik, gürül gürül akan dereler ve çılgın mavi…
Onlara can veren coşkulu insanlarım…
Nasıl da sevindiler…
Başbakan'ı görünce...
Uzun zaman SABAH'ın Trabzon Bölge Temsilciliğini yaptım…
Bazen yönetici, bazen muhabirdim…
Siyasi gezileri az takip etmedim…
Mesela ağzından sigarası düşmeyen Mesut Yılmaz'la birlikte Çayeli'ne çok gittim.
Baba ocağı Çataldere'ye de.
Uzaktı…
Eğri büğrü rampa yolları vardı… Çileliydi seyahatlerimiz.
Haber yetiştirme telaşımız hiç bitmezdi.
Çayeli yerine mecburi istikametimiz Güneysu'ydu.
Güzel ve şirin bir ilçe…
Baba ocağındaki evi ilk ben fotoğrafladım…
İnşa halindeydi henüz…
Yeşil çay bahçeleri arasında yılan gibi kıvrılan yoldan çıkardık oraya…
Çok yağmur yedik o mahallede.
Üşütüp hastalandık da.
Hemşerilerine, insanına acayip sevdalı biridir o…
Hele de çocuklara…
Bayram sabahları Güneysu Camisi'nin kapısı çocuklarla dolardı.
Başbakan cami çıkışı onlara para dağıtırdı hep…
Bülent, Şamil, Cengiz ve Fatma…
Erdoğan'ı birlikte takip ettiğim muhabir arkadaşlarım…
Şamil şimdi milletvekili…
Diğerleri öteye beriye dağılmış.
Ben de onunla gezdim.
Yukarıda yemyeşil sıradağlar, kıyısında ince uzun bir duble yol ve engin bir mavi deniz…
İşte size Doğu Karadeniz…
Salkım salkım bulutlarla koyun koyuna olurken geceleri kara devler gibi sivri tepeleri aşarak tırmanırız karanlığa.
Sahilde Trabzon ve Rize ışık ışık yanar, Parıltılarla dans eder çılgın dalgalar, Mavi karanlığı yalar bir tatlı rüzgâr, ıslık gibi çınlatır ince sesini ve yeşil karanlık yamaçlara vurur serin nefesini...
Çay bahçeleri, açık yeşilden koyu yeşile döner…
Yol kenarında toplananlarla sohbeti ihmal etmedi.
Fırtına Deresi'ne 30 bin kırmızı benekli alabalık yavrusu bıraktı.
"Ekolojik dengenin korunması lazım" dedi.
Başbakanlık otobüsünden inen Erdoğan, Hasibe Ayan'ın elini öptü.
Hasibe nine de iki eliyle onun yüzünü okşadı.
İkisi de öyle mutluydu ki.
Bir başka ilçede de kalabalıklar arasından kendisine seslenen Yaren'i çağırdı yanına…
Onu çok sevdi, okşadı…
Yaren'e "Sen ağlama, ben ağlarım" dedi.
Sadece hemşerileri için değil tüm halkı için ağlayabilen biridir o.
KK ise hâlâ gözyaşı polemiğiyle meşguldü.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.