İki terbiyesiz kadın, Tatlıses ve Perver'in düeti
Üç tarafı denizle çevrili, üzerinde dört mevsimin yaşandığı, bağrında nice zenginlikleri barındıran medeniyetlerin beşiği cennet gibi bir memlemetimiz var.
Ama siyasetimiz çirkin.
Bu çirkinlikler içinde dün yaşanan tek güzellikti İbrahim Tatlıses ve Şivan Perver düeti.
Başbakan Erdoğan'ın konuşması duygusaldı.
İki sanatçının birlikte söylediği 'Analar ağlamasın' parçası ise herkesi göz yaşına boğdu.
Uzun zaman sonra Tatlıses'i dinlemek ise bir başka güzeldi.
Yalanların, İftiraların, Küfürlerin havada uçuştuğu günler geçiriyoruz…
Medyanın işine geleni büyüttüğü işine geleni görmediği günler bu günler.
At izinin it izine karıştığı günler.
Kadın kendini müftü eşi olarak tanıtmış,
Başbakan Erdoğan'a da verip veriştirmişti.
Sonra anlaşıldı o kadının, müftünün değil CHP'li bir yöneticinin barcı karısı olduğu...
Barcı Gül, yalanı anlaşılınca 'şaka yaptım' dedi…
Hiç utanmadı.
Oldu, gözlerim doldu! 'Hürriyetim' deyip 'şeref' naralarıyla yollara düşen medya da seyretsin…
Bu ne pişkinlik arkadaş?
Dahası kendini özgürlükçü, demokrat olarak yutturan oyuncu Gonca Vuslateri de Twitter hesabından Başbakan Erdoğan'a küfürler yağdırmıştı.
Hem de arsızca, Fütursuzca, Sıkılmadan, Terbiyesizce, Ahlaksızca...
Diyecek sözü olmayanların başvurduğu çirkinliktir küfür.
Acaba Gonca Vuslateri'nin Başbakan'a, "Çıktı gene tipini .......ğim" şeklindeki çirkin küfrünün haber değeri yok muydu?
Ya da Hürriyet'in 'şeref' anlayışı bu mudur?
Küfrederken naralar atan o kadın dava açılınca dilini yuttu…
Niye acaba?
Yoksa 'Nasılsa yerime Hürriyet ve diğerleri konuşuyor.
Ben şimdi susayım'mı dedi.
Gemileri böyle yürürdü.
Onları millet tanıdı artık.
Hem Hürriyet'in bu 'şeref' çıkışı aklımıza Ahmet Kaya'yı ölüme götüren "Vay şerefsiz vay" manşetini getirdi.
Böylece o manşeti atanı hak ettiği şekilde anmış olduk.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.