Sen ağlama Başbakan'ım...
Telaşla 'Ne oldu?' diye sordum.
'Sorma' dedi titreyen sesiyle.
O an aklıma bin türlü şey geldi.
Eşini kaybetmişti, onu mu hatırladı acaba?
Ya da kardeşlerini, belki de anasını özlemişti.
Benim gibi onun da yüreği yaralıydı.
Üzülmek yaramazdı.
Başbakan'ın Ordu'da gözyaşları ile kendisini karşılayan genç kıza 'Sen ağlama ben ağlarım' demesi üzerine dayım gözyaşlarını tutamamıştı.
Başbakan Erdoğan herkes tarafından böylesine çok seviliyordu işte.
85 yaşındaki dayımın siyasetle işi olmaz.
Ama o koyu bir Erdoğan taraftarıdır.
Sebebini de, "O bizden biri" diye açıklar.
Bu sevgidir şer güçlerini korkutan.
Tüm tezgahlar bu duvara çarpıp geri dönüyor.
Bu sevgiyi yok etmek istiyorlar…
Ama mümkün değil ki…
Yaptıklarını düşündükçe, "Sen de ağlama Başbakan'ım, biz ağlarız" dedim içimden.
Bu millete hizmetin büyük.
Ağlayıp üzülmeni istemiyoruz.
11 yılda yaptıklarının hakkını nasıl öderiz…
IMF borcunu bitirerek, bizi kölelikten kurtarmanı mı?
Bankasını hortumlayanların devlete yüklediği 65 milyar doları ödemeni mi?
Yoksa çalışanlardan kesilen ve üzerine yatılan konut edindirme yardımlarını faiziyle geri ödemeni mi?
Veya dar gelirli için yaptığın yüz binlerce konutu mu?
Hangisini sayalım…
Kurduğun yeni üniversiteleri mi?
Kilometrelerce yolları mı?
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Bülent Ecevit'e fırlattığı Anayasa Kitapçığı ile devletin kasasından uçan 7 buçuk milyar dolarlı günlerden, dünyayı kasıp kavuran global krizden bizi kurtarışını mı?
Enflasyonu yok edişini mi?
Hangisini sayalım Başbakan'ım?
Biz sana müteşekkiriz…
Sen ağlama, hakikaten biz ağlarız.
Zaten 'lider', kelime olarak 'imam' ve 'anne' anlamına gelen 'umm' ile aynı köktendir.
Evladı için ağlamayan anne var mıdır?
Yoktur.
Ağlayabilen lider önder olabilir ancak…
Gözyaşı dökemeyenden lider olmaz.
Tıpkı K.K. gibi.
Adam iftira atmaktan başka iş bilmiyor.
Merak etmeyin bu cephe amacına ulaşamayacak…
Dayı sen de merak etme.
Bu sevgi var olduğu sürece baronlar da avucunu yalayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.