At izi it izi...
Dün Almanlar için yazdım...
Hamburg yanıyor, polis şiddeti had safhada…
İstanbul ve Ankara'daki olaylara mı benzer?
Ama ne Alman basınından ne Alman muhalefetinden çıt çıkıyor.
Ne de yabancı basına izin veriyorlar...
Ya biz?
Biz ne yapmıştık?
Basını ve muhalefetiyle ülkemizi rezil ettik.
Hainler Türkiye aleyhine olacak ne kadar yalan varsa sosyal medya üzerinden dünyaya taşıdı.
İhanetin kralını yaptılar.
20 gündür yer yerinden oynuyor…
Polise vur emri bile verildi. Kimin haberi oldu?
Alman basını yazdı mı?
Ya muhalefeti...
Merkel dilini yuttu…
Gezi için ahkam kesiyordu.
Allah'ın sopası yok işte.
Onlar her şeyi gizledi.
Tıpkı İngiltere gibi…
Biz ise vatan hainliğinde dünyaya flaş olduk.
TIR'da ne vardı?
Diyelim ki silah…
Ve diyelim ki MİT, Suriye'de bizim desteklediğimiz Özgür Suriye Ordusu'na veya Türkmen birliklerine silah götürüyordu.
Bunu nasıl ve ne adına dünyaya ihbar ettiler?
İhanet değil de nedir bu?
At izi it izine böyle karıştı işte.
KCK'ya sızmış MİT mensubu önce ihbar edildi, sonra gözaltına alındı.
Taraf gazetesi olayı yazdı.
Ondan sonra, KCK'nın içindeki MİT mensupları birer birer infaz edildi.
Bu vatanseverlik mi yoksa hainlik midir?
Ayırın izleri bakalım.
İçimizdeki hainler de piyon…
Hem de İsrail ve ABD'nin piyonları.
Tabii Esed'i de unutmadık.
İsrail kafaya koymuş, İHH üzerinden Türkiye'yi terörist ülke ilan ettirecek.
9 şehidimiz az geldi.
İçimizdeki hainler değirmenlerine su taşımaya devam etsin.
Erdoğan'la büyük bir kalkınma hamlesi başlattı.
Fakat ana muhalefetimiz kelek çıktı.
İlkesi yok.
Projesi yok, Vizyonu yok, Siyasi zekası da…
Adamlar önce Ergenekon'dan, sonra rüşvetçi Sarıgül'den ve cemaatten medet umar hale geldi.
İğrendim iftiralarından…
Böyle birine nasıl güvenilir?
Başbakan'a ve ailesine atmadığı iftira yapmadığı başka hakaret kaldımı ki...
Diktatör dedi, yetmedi.
Şimdi TÜRGEV'i diline doladı…
Çamur atıyor.
TÜRGEV benzeri olup da candaş olan vakıflara ise cila çekiyor…
Yine ezbere konuşuyor.
Yine pislik atıyor.
Zahmet edip başbakanlik. gov.tr'ye baksa Erdoğan'ın mal beyanını orada görecekti.
Bence asıl hesap vermesi gereken KK.
Gıkı çıkmadı beyefendinin.
Eve 50 bin lira teklif ettim, Tık yok.
O ev 200 binden aşağı değil.
200 binlik evi 15 bin lira göstermek nasıl bir dürüstlüktür?
Nuri Abaç, Hüseyin Yüce, Güler Çakır, Fikret Otyam ve Ayetullah Sümer gibi ressamların eserlerine de iki lira üç lira gibi bedeller koydu.
Oysa en düşüğü 350 binden başlıyor.
Yani duvarında milyonlar asılı, kimse farkında değil…
İzler böyle karışıyor işte…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.