Kana susamış vampirler
İP'çi Perinçek'in Aydınlık'ı,cemaatin operasyonundan bir gün önce 'İmralı'daki Apo' röportajına başlamıştı. Yazı dizisi barışın bozulması ve Öcalan'ın Kürtler üzerindeki etkinliğini azaltmak için bilinçli olarak kaleme alınmıştı.
Bire bin katılan röportaj 16 Aralık'ta başladı.
Savcı Zekeriya Öz de 17 Aralık'ta düğmeye bastı.
Tesadüfe bakın!
Barışı bozmak için kanlı oyunu planladılar.
Bir yandan 'rüşvet' kılıfına sokulmuş darbe,
Diğer yandan 'kan' dökülmesi için piyasaya sürülen 'kaset' tezgahı…
İt oğlu itlik buna derler işte.
Bu kaset de 'destek' için piyasaya sürüldü.
Cemaat de Perinçek'in partisi de çözüm sürecinin başarısını hazmedemedi.
Abdullah Öcalan'ın 1999 yılına ait görüntülerini yeniden gündeme taşıyarak, oluşan barış ve huzur ortamını bozmaya çalışıyorlar.
Yapılan tam bir şerefsizlik.
Mehmetçiğin kanı aksın istiyorlar.
Gençler ölsün, analar ağlasın istiyorlar…
Neden?
Gözleri döndü çünkü…
Ergenekon mahkumu Albay Uğur'la Abdullah Öcalan'ın sohbet kasetinin, paralel yapının 'darbe' girişiminde bulunduğu sırada servis edilmesi hedefi ve amacı açıkça ortaya koyuyor.
O kaseti kasadan kim çaldı?
İP'çi Ulusal Kanal'a kim servis etti?
Ne yapmak istiyor?
Cemaatçi polislerin arşivleriyle birlikte görevden ayrıldığını biliyoruz.
Çözüm sürecine karşı olduklarını da. İhsan
Dağı'nın, "PKK ateşkesi bozsun, terör başlasın" diye el altından çabaladığını da...
Çözüm sürecini bu yolla baltalamak.
Bu kasetle Kürtlere, 'Abdullah Öcalan devletin emrinde, devletin uşağı oldu, onu dinlemeyin, sizi kandırıyor' mesajı verilmek isteniyor.
17 Aralık'ın aslında 'rüşvet' değil, gerçek bir 'darbe' operasyonu olduğunu hâlâ anlamayan var mı acaba?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.