Ah o eski seçimler
Hava rüzgarlı ve buz gibi soğuktu…
Memleketime ise kar düştü.
Mart bitti, kar geldi.
Hayret…
İnşallah
çayı don vurmaz.
Her yer buz kesti…
Karayel kan dondurdu.
Camdan baktım, rüzgarın baraj gölüyle yaptığı valsi izledim.
Nefisti.
Beyaz köpükler yakamoz gibi parlıyordu.
Sandallar ise devrildi devrilecek…
Çay filizleri donmuştur şimdi.
Adana'da da narenciye…
Halbuki Portakal Çiçeği Festivali olacak…
Çiçeksiz festival olmaz ki…
Turunçlar çiçek açar mı, Ya da çay filizlenir mi yeniden…
Mevsimler bayağı değişti…
Gerçi 'Mart kapıdan baktırır'
sözü de boşa söylenmemiş hani…
Akrabalarım fotoğraf çekip göndermiş sabah sabah.
Her yer bembeyaz.
Yeşillenmiş dallar, papatyalar, mor menekşeler…
Hepsi kar altında.
Rahmetli anacığım düğüne gider gibi giyinirdi oy kullanmaya giderken.
Oy vermeyi bir nimet sayardı…
4 yılda bir de olsa adam yerine konmaktan keyif alırdı…
Önce Demokrat Parti'ye, sonra Adalet Partisi'ne oy verirdi.
Menderes sevgisi bizim evin vazgeçilmeziydi.
Her yer rengarenk olmuşken yeniden beyaza büründü memleketim.
Sarı, beyaz papatyalar, mor menekşeler insana yaşama sevinci verir bu aylarda.
Güneş ısıtmasa da yüzünü saklamaz bizden.
Halbuki belleme zamanı da gelmişti.
Arazinin dik oluşu bizim oralarda traktörle tarla sürmeye izin vermez…
Kadını erkeği yapışkan çamurlu toprağı havalandırmak için beller…
Ne zor iştir bilseniz…
Kas yapar tarla bellemek…
Erkek kadın ayırt etmeden.
En çok da Fistuğum, Sonra babam ve memleketim…
Özlemişim hepsini…
En çok da anacığımı…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.