Gidişin elvedasız oldu babam
Ömrümün can evi babam;
Yelek gibi bizi sıcak tutan ve ne olursa olsun 'Beni yalnız bırakmaz' dediğim, sevgisini yüreğime işleyen adam gibi adam babam!
Bugün 7 yıl oldu sen gideli…
Kendimi en zayıf, en çaresiz, en umutsuz hissettiğim andı o an.
Annem gidince de öyle olmuştum.
Biraz gezdirir, az da olsa Fistuğumun acısını unuttururum sanmıştım.
Ama yanılmışım.
Trabzon'dan geldiğin gibi yattın, bir daha da kalkmadın…
Ne yedin, ne içtin.
Anamı sordun hep.
Yüreğime düşen acıyı gözyaşımla mürekkebime katacağımı…
Bilmezdim; gidişinin elvedasız olacağını…
Bir sabah elimi tutmadan göçmen kuşlara karışır gibi sessizce çekip gittin.
Ne toprağı yenip gözlerine ulaşabildim, Ne de nefesine nefesimi katabildim babam…
Oysa en uzun, en anlamlı nutukları o mavi gözlerinde okurdum...
Ve ellerin…
Ah o ellerin, bize ekmek taşıyan ellerin…
Gülüşü yüreğinde asılı adam, biz seni çok sevdik.
Sadece babam olduğun için değil;
İyi bir insan olduğun için,
Namuslu ve onurlu bir adam olduğun için…
Bize hep doğru yolu gösterdin.
Bizim koca çınarımızdın; gölgende serinler, hayat sularını içerdik.
Erdemli olmayı sen öğrettin.
"Kendine saygısı olmayanın başkasına saygısı olmaz" derdin.
Gönlümün bahçesini sen ektin güzel adam.
Bulutlaşan yüreğime yağmur olup yağdın, bugün hasretimi yeniledin babam...
Toprak aldığını geri vermez.
Seni de fistuğumi de geri vermediği gibi…
Of'taki evimizin balkonundan yaz kış, soğuk sıcak demeden portakal ağacının altında yatan anacığıma bakıp durdun iki yıl boyunca…
Yanına gitmek istedin.
Sol yanım sızlıyor babam, Fistuğuma selam söyle.
Onu çok özledim.
Işıklar içinde yatın, Mekanınız cennet olsun…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.