Yüreği nasır tutanların gözyaşı yoktur
İftiralar yalanlandıkça hemen yenisini buluyorlar…
Milli Güvenlik Kurulu'nda cemaatlerin fişlendiği yalanı gibi damar konuları gündeme taşıyorlar ki etkili olsun…
Halbuki hem Cumhurbaşkanı hem de MGK Genel Sekreterliği, Gülen Örgütü dışında hiçbir cemaatin örgüt kapsamına alınmadığını açıkladı.
Ama onlar hala yalan söylüyor.
Mesela Nazlı Ilıcak…
Utanmadan gözyaşıyla alay etti.
Ruhu, yüreği nasırlaşmış çünkü. Emine Erdoğan'a laf dokundurdu.
Tırnağı bile olamayacağı Alev Alatlı'yı eleştirdi…
Çünkü Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü'ne layık görülen yazar Alev Alatlı, "George Orwell yaşasaydı, Erdoğan çiftini ayakta alkışlayacaktı" dedi.
Ilıcak kudurdu…
Önce romana çamur attı.
Sonra törende duygusal anlar yaşayan Emine Hanıma sataştı…
Ağlayabilmek erdem, ağlamak saadettir, tabii kıymetini bilene.
Çaresizler ağlar zannediyor Nazlı hanım.
Oysa Nazım Hikmet, "Ağlamak meselesi" isimli şiirinde:
"Nasıl etmeli de ağlayabilmeli Farkına bile varmadan?
Nasıl etmeli de ağlayabilmeli Ayıpsız, Aşikâre, Yağmur misali?" demişti…
Vicdanı olan, yüreği olan o gözyaşlarını anlar; Nazlı Ilıcak gibiler değil tabii…
Adam geçen hafta Cumhurbaşkanı'na 'akılsız' diyerek hakaret etti.
Neyse ki cevabını Uzun Adam verdi…
Hem de misliyle…
Ancak Erdoğan'ın şu sözleri şaşırtıcı değil şahaneydi:
"Diyorlar ki 'Cumhurbaşkanı böyle şeylere yanıt verir mi?'
Ben alışılmış Cumhurbaşkanı değilim, olmayacağım..."
Milletin adamı susmuyor, konuşuyor.
Konuşacak da…
O konuştukça Aydın Doğan da tencere tavacılar da Pensilvanya da kaybedecek…
İktidar yüzü göremeyecekler.
Ama Türkiye kazanacak…
Millet kazanacak…
Kudurmuş gibi saldırmaları, iftiraları bundan.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.