O savcı her şeyi itiraf etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a atılan iftiralar, yapılan hakaretler en hafif ifadesiyle yavşaklıktır.
Bunun lamı cimi yok.
Kim ne derse desin bu işin benim kitabımdaki karşılığı budur…
Açıyorsun o gazeteleri, bakıyorsun baştan aşağı itlerin ve çakalların iftira ve hakaretleriyle dolu…
Bu yavşaklık değil de nedir?
Erdoğan olmasaydı Türkiye bugün, terör örgütü DEAŞ kadar acımasız olan Paralel İhanet Çetesi'nin eline geçmiş olacaktı.
İşin kolayına kaçıp "Cemaat'i Erdoğan büyüttü" demek yerine, yatıp kalkıp ona dua etmeli.
Çünkü o dik durmasaydı nefes almamız bile izne tabiydi şimdi.
Kara, eskinin Pravda'sı, Paralel'in yeni gazetesi Cumhuriyet'e itiraflarda bulundu.
Mesela "1 numara Erdoğan'dı.
Bunu inkâr mı edeyim?" dedi.
Benzeri iftiraları peş peşe sıralarken yüzü hiç kızarmadı…
Bu röportaj sadece Erdoğan'ın "Asıl hedef bendim" şeklindeki sözlerini doğruladı.
Telefon konuşmalarına, aralarındaki diyaloglara bakınca kesinlikle diyorsunuz ki, perde arkasında Başbakan var."
Can efendi adamın bu ifadesine nasıl itibar etmiş.
Böyle hukuki delil mi olur?
İşine öyle geldi tabii.
Bay savcının, aldığı talimat gereği delil yerine tahminlerle fezleke hazırladığı ortada.
MİT TIR'larına operasyon yapanlar, eve de baskın yapıp niye "Aha Bilal'in paraları" demedi?
1 milyar dolar iddiası gerçek olsaydı bu çete Cihan Haber Ajansı'nın kamerası ile eve dalar, Bilal'in eline dolar demetlerini tutuşturup çekim yapmaz mıydı sanıyorsunuz?
Hem 1 milyar dolar o eve sığar mı?
Bunu bile düşünemediler.
Biliyorsunuz 100 dolardan büyük para yok.
O para kaç TIR'ı doldurur, hesap ettiler mi?
Aylar süren titiz çalışmadan sonra kararı için 60 sayfa gerekçe yazdı.
Kararını öyle verdi.
Aydıner, gerekçesinde soruşturmanın yasa dışı oluşuna özel vurgu yaptı.
"İş baştan sona tezgah" dedi.
Takipsizlik kararı, 2 bölümden oluştu.
İlk bölümde, soruşturmayla ilgili usulsüzlükler sıralandı.
İkinci bölümde isnat edilen suçların oluşmadığı vurgulandı.
Lolitacı Can ile Nazlı teyzesi keşke bu gerekçeleri de okusaydı.
Darbe girişimini inkar etti.
"Hedef Erdoğan değil" ayağına yattılar.
Ama Celal Kara, röportajlarında 'darbe'yi de 'Yüce Divan' tuzağını da itiraf etti.
Hiçbir delile dayanmadan "1 numara Başbakan'dır" ifadesiyle hukuku katlettiği ortada.
Suçlamayı çetenin emriyle yaptığı da...
Celal Kara, Zekeriya Öz ve diğerleri halkın hükümetine 'darbe' yapmaktan hemen yargılanmalı ve en ağır cezaya çarptırılmalıdır…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.