Benim de ilk göz ağrım

Sakarya coşkulu taraftar kitlesine sahip çok önemli bir futbol şehridir. Başta Hakan Şükür, Oğuz Çetin ve Aykut Kocaman olmak üzere birçok önemli isimleri Türk futboluna kazandırmıştır. Sakarya'nın bende de çok önemli bir yeri vardır. Orada birçok maç izledim. 1988 yılında iş adamıyken spor yazarlığına başladım. Beni kimse tanımıyordu. Spor müdürümün bana verdiği ilk görev Sakarya'daki Sakaryaspor Sarıyer maçıydı. O zaman stada serbest giriş kartım da yoktu. Cep telefonumu da yoktu. 10 jeton satın alıp cebime koydum. Ayrıca bilet alıp kapalı tribüne girdi. Maçtan sonra da dışarıdaki telefon kulübesinden ilk yazımı yazdırdım. Sakaryaspor küme düştüğünde de çok üzülmüştüm. Ardından işler kötü gitti bir alt kümeye de düştü. Sonra Bank Asya'ya çıkabilmek için verdiği play off mücadelesinde Bandırmaspor'la finale kaldılar. Genelde bu tip maçları kaçırmadığımdan finali seyretmek için Antalya'ya gittim. Müthiş bir Sakarya seyircisi vardı. Sakarya finali de iyi bir oyunla kazanıp Bank Asya'ya çıkınca eski acı tecrübelerinden de ders alındığını düşünerek bir çıkış dönemine başlayacağını tahmin ettim. Ama ne yazık ki tam tersi oldu. Bugünkü tablo böyle bir futbol şehri için gerçekten çok üzücü. Artık birilerinin devreye girip birlik beraberlik içinde ileriye dönük plan program yaparak takımı tekrar canlandırması gerekiyor.