Cezayı kaçan değil kaçamayan ödüyor
Devlet üzerine kayıtlı evi-arsası olmayan, aylık geliri 90 lirayı geçmeyen ve yüzde 40 üzeri raporu olan kişilere yaklaşık 127 lira civarında maaş (! ) veriyor. Zaten sosyal devletin yapması gereken de bu. Ne yazık ki devletin fukaraya uzattığı yardım eli 24 bin 438 özürlüyü sıkmaya başladı.
Konuyu geçen hafta kısa da olsa işledim. Ancak bir haftada canı yananlardan imdat çığlıkları yükselince tekrar yazmam şart oldu. Gelin iki soruyla olaya açıklık getirelim.
Olayı şöyle özetleyelim: Trafik polisi trafiği yavaşlatmak için yol kenarına radarı kurup sürücülerin göremeyeceği bir yerde pusuya yatar. Hız limitini aşan sürücüye cezayı yapıştırır. Örnekler çoğaltılabilir… Şimdi devlet pusuya yatmış kaçanı değil kaçamayanı yakalıyor. Özellikle de özürlüyü!
Gazetemizde çalışan üç kişinin özürlü yakını yakalanmış, soruyor: "Abi. Maliye eve 7 bin liralık ceza makbuzu gönderdi. Kardeşime verilen özürlü maaşı 'Haksız ödeme' gerekçesiyle fahiş faizle geri isteniyor. Korkudan borç harç bulup 7 bin lira borcun 2 bin lirasını yatırdık. Ödemek istiyorum. Fakat aldığım ücretle zar-zor geçiniyorum. Katkıda bulunmam imkânsız. Ne olur bir şeyler yapın. Yoksa bu insanlar üç kuruşu ödeyemeyip hapse girecek."
Maaş almak için yalan beyanda bulunan uyanıklar varsa. Ki vardır. Cezayı ödesin. Ancak 24 bin 438 mağdurun hepsi uyanık olamaz. Ee, o zaman mağdurlar adına soralım:
Önünüzde bilgisayar var. Altı ay ve 1 yıl gibi geçen sürelerde neden bir işlem yapmıyorsunuz da, kalkıp üç kuruşu katmerli olarak geri isteyebiliyorsunuz?
Peki, özürlü katmerli cezayı nasıl ödeyecek? Organ mafyasına mı gitsin!
Diyelim ki, yalan ve yanlış beyanda bulunduğu için özürlüden katmerli ceza alıyorsunuz. O zaman beyanı adam gibi alamayan üşengeç memur da aynı cezayı ödesin. Yoksa üç maymunu oynadığımız sürece bu tür olaylar sürüp gidecek…
Acilen bir şeyler yapmak lazım. Yok illa "Bu cezalar ödenecek..." diyorsanız, bari cezaevlerinde engelli koğuşu açın da rahat etsinler!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.