Bazen ayrılmak zordur
GERÇEKÇİ OLMAYAN, ABARTILI KAYGILAR
Üç yaşla birlikte sosyalleşme, sizden ayrılma kaygısı duymadan güvenli ortamlara gitme, sizi aramadan orada kalma, yani ayrılığa katlanma başlar. Ama bazı çocuklar hâlâ ayrılamamakta, bırakın gerçekten ayrılmayı, sözü bile geçtiğinde aşırı kaygı duyma ve tepki göstermeye devam ederler. İşte o zaman sorun var demektir ve sağlıklı gelişim için yardım almak gerekir. Çünkü bu kaygı gelişim dönemine göre duyması gerekenden daha fazladır. Çocuklar, ayrılıkla birlikte kendilerine ya da sevdiklerine kötü bir şey olacağı endişesi taşırlar. Bu kaygılar abartılı ve gerçekle uyumsuzdur. Çocuk yalnız yatmayı, okula gitmeyi, evde kalmayı reddeder. Kaygı, panik boyutuna varabilir. Bazen hafif olmakla birlikte, bazen de düşüncesi bile sorun yaratır. Çocuk bağlı olduğu kişiden (genellikle anne) hiç ayrılmaz. Değerlendirmede, çocuğa ve aileye ilişkin özellikler görülebilir. Çocukların tek çocuk, zor edinilmiş çocuk (tedavi sonrası, düşük ya da ölümler sonrası, farklı cinsten tek çocuk olması gibi), küçükken kaybedilme riski geçiren, sık hastalanan çocuklar olduğu görülebilir. Ailelerin de endişeli, çocuğa bir şey olacak korkusu yaşayan, aşırı koruyucu aileler olması beklenebilir. Ayrıca ailede hasta olması, aile içi tartışmalar olması nedenler arasındadır. Böylece fark etmeden aile de çocuğun kaygısını, kendi endişeleri ile artırır.
AİLELERE DE İŞ DÜŞÜYOR
Ayrılık zordur. Ama ayrılığın tatlı acısı ise, ayrılama korkusunun kaygısını karıştırmamak gerekir. Bizim karıştırmamız gerekir ki çocuklarımıza öğretebilelim. Onları bağımlı, kaygılı bireyler haline getirmeyelim. Bizden ayrılamadıkları için arkadaşları ile güzel zaman geçirmekten, tatillerde eğlenmekten ve eğitimleri için başka yerlere gitmekten mahrum kalmasınlar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.