Değişmek ya da değişememek
HER ŞEY İSTEMEKLE BAŞLAR
Değişime direncin en önemli nedeni kişilerin gereksinimleri ile değişim arasındaki tutarsızlıklardır. Eğer değişim bireyin beklentileri ve çıkarlarıyla uyumsuzsa direnç gösterir. Bir başka neden değişim sonrası bireyin gücünü kaybetmekten korkmasıdır. Yetersiz bilgi ve becerinin yol açacağı kayıpların korkusu direnci oluşturur. Temel olarak değişim belirsizlik demektir. Alışılmış düzen ve kurallar koruyucu, değişiklik ise korkutucudur, çünkü aşinalık rahatlığı besler. Değişim öncelikle istemekle başlar, sonra etkin bir şekilde başlatmayı ve eyleme geçmeyi gerektirir. Bazı insanlar değişmeyi güçsüzlük saysalar da bu, gerçeğin tam tersidir. Gelişmenin, olgunlaşmanın özü değişimdir. Değişikliklere gösterdiğimiz direnç, gelişimimizi, olgunlaşmamızı ve sorunlarımızdan kurtulmamızı engeller. Bazen yardım arar ve değişmek istediğimizi söyleriz ama kendi değişimimize gösterdiğimiz direncin farkında bile değilizdir. Bu direnci sadece bir profesyonel değerlendirip çözebilir. Direncimize bir grubu dahil ettiğimizde sorun büyür. Artık direnç gösterdiğimiz korkularımız vardır. Bu tür bir direnç sadece bireye, bireyin mensup olduğu gruba değil, topluma zarar veren bir dirence dönüşür. Bu aşamada direnci düşürmenin tek yolu; dirençlerini, temelsiz, duygusal ya da düşmanca dürtülerin üzerine kuranlara ulaşmak ve onların dirençlerinin özü ile yüzleşmelerini sağlamaktır. İster kişisel olsun, ister bireysel. Değişimin olduğu yerde uyum zorlukları, yeni duruma hazırlanma tembelliği ya da korkular nedeniyle değişime direnç kaçınılmazdır. Bu dirençle baş etmenin yolu kızmak, direnç gösterenlerin direncini kırmak için zor kullanmak, kabullenmeden itat etmelerini sağlamaya çalışmak değildir. Değişimi, nedenlerini ve süreci topluluklarla paylaşmak, anlatmak, onların gereksinimlerini, korkularını anlamaya çalışmak değişime direnci azaltmakta ve uyumu sağlamakta en önemli adımdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.