Hülya Avşar iftiharla sunar!
Olkan'ın (Özyurt) alanına giriyormuşum gibi olmasın, zaten girsem de sağ çıkamam, dünya sineması üstüne afili laflar etmek beni aşar.
Hazır Kösem'le ekrana dönüş fragmanlarına bolca denk gelirken, en iyisi Hülya Avşar konuşsun sinema hakkında.
Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi'nin, orada gerçekleşen söyleşi, panel ve sunumları derlediği yıllıklarından biri var elimde (Sinema Söyleşileri 2009, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi), orada da Hülya Avşar'ın hayatında verdiği muhtemelen en bol sinemalı, en az magazinli (Kaya Çilingiroğlu'nun adı bile geçmiyor!) söyleşisi. Moderatörlüğünü Övgü Gökçe yapmış. Sizin için özenle cımbızlıyorum:
Babamı da öyle ikna ettim: 'Bak babacığım, bir film yapacağım, başka yok söz' diyordum."
Bu işin koçu olmaz gibi geliyor bana. Bu konuda birçok insan bana karşı çıktı. Oyunculuk çok öğretilebilecek bir şey değil bence. Görsellik ve algı ile ilgili bir şey. Ben, mesela, kendimi tekrarlamamak için filmlerde beğendiğim oyuncuların oyunlarını seyrederek eğitiyorum kendimi. Eğer kabiliyetiniz varsa o zaten size geçiyor. Tenis oynarken de öyle; ne kadar çok tenis maçı seyrederseniz, servisiniz, vuruşlarınız o kadar gelişiyor.
Daha çok görerek öğreniyorsunuz ya da bende öyle bir durum söz konusu diyeyim."
Bu şartlarda çekiliyordu o filmler.
Hiçbir güvencemiz yok. Mesela ben cidden ölümden döndüm.
Karnımda fünye patladı ve bir aya yakın komada kaldım. Ameliyatım yaklaşık on saat sürdü. Ciğerlerim, midem parçalandı. Nasıl oldu da kurtuldum, onu bilmiyorum ama kurtuldum."
Biraz dönemle de alakalı ama öyle dramatik bir sahnede öyle absürd bir kıyafetle, öyle absürd bir makyajla çıkmışım ki, biraz da dönemin ötesinde bir şey..."
Güzellik yarışması birincisi olduğum için uzun boylu, manken gibi bir şey bekliyorlar belki. Oysa ki 1.63 boyum. Topuklu giymediysem ve makyajım da yoksa -normalde pek sevmiyorum makyaj yapmayı- çoğu zaman fark etmiyorlar bile sokakta gördüklerinde.
Ama sahnede bambaşka biri oluyorum.
Elim, ayağım, yüzüm düzgün olabilir ama o elektriğimden dolayı insanlar beni çok beğeniyor ya da güzel buluyor. Tabii bunları söyleyince, bir yandan da ben neden bu kadar mücadele verdim oyunculuğumu kanıtlamak için, sadece güzelliğimle buralara gelmediğimi anlatmak için diye düşünüyorum."
Ama ben yeni nesilden de kimseyi beğenmiyorum oyunculuk anlamında. Bana güzel de gelmiyorlar, elektrikleri de yok. Bu işte kibarlık yapmaya da gerek yok. Türkan Şoray, Müjde Ar ya da benim gibi star elektriği taşıyan biri çıkmadı daha sonra. Başarılı oyuncular var elbette ama sinema starı olabilecek birini görmüyorum ben gerçekten. Belki Beren Saat olabilir ama onun da biraz daha zamanı var.
Oyunculuğunda çok eksikler var ama sinemaya, televizyona yakışıyor."
Evet, bitirmenin yeridir. Kösem'de birlikte oynayacaklar, araya nifak tohumu serpmeyelim.
Hem 2009'da yapılmış bu söyleşi, yeterli zaman geçmiştir zaten aradan...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.