Yoko 'Yok olmaz' diyor!
Yok olmama ve Yoko Ono
Yok Olmadan sergisi, adını Joni Mitchell'ın nakaratından alıyor. Doğanın önemine, değerine ve iş işten geçmeden, yitip gitmeden yapılabileceklere dair fikir veriyor. Ekosistemle ilişkimizi gözden geçirtiyor. Adının altında yazdığı gibi: "Doğa ve Sürdürülebilirlik Üzerine Bir Sergi" bu. En çarpıcı işlerden biri, Yoko Ono'nun Ex It'i. Hem ürperten hem ümit veren bir yerleştirme bu. Sanki mezarlıktasınız; farklı ölçülerdeki ahşap tabutlar yan yana dizili (Kadın, erkek, çocuk). Ama içlerinden çıkan zeytin ağacı fidanları hayatın devamlılığına işaret ediyor. Bir süreklilik olarak yaşamın ta kendisini anlattığını söylüyor zaten Yoko Ono da (Evet John Lennon'unki; ta kendisi).
Hayat alanları
Yine İstanbul Modern'de, Yok Olmadan ile iç içe geçmiş bir de güncel fotoğraf sergisi var: 'Habitat'. Gündelik konuşmalarda çok cümle içinde kullandığımız bir kelime değil ama bir organizmanın yaşadığı ve geliştiği yer demek özetle habitat. Popülaritesine rağmen 'yaşam alanı' da çok haz ettiğimiz bir tamlama değil; hele ki inşaat sektöründeki coşmuş kullanımıyla kabak tadı verdi. O yüzden 'hayat alanı' mı desek acaba, 'yaşam yeri' mi, yoksa kelimelere bu kadar takılmamalı mı? İşte bunlar üzerine farklı bakış açıları gösteriyor bu sergi. Kerem Ozan Bayraktar'ın klimalarına kayıtsız kalmak zor. İlk dergicilik günlerimde birlikte çalıştığımız Gündüz Kayra ile son gazetecilik günlerimde birlikte çalıştığımız Serkan Taycan'ın bu sergide buluşması da, kişisel tarihimin devamlılığı açısından ayrıca ilk sergiye bağlanıyor, bu da hoş bir durum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.