NUR ÇİNTAY

Bu hafta da böyle geçti

Tatildekiler, sayfiyedekiler, izindekiler daha iyi vakit geçirmiştir şüphesiz ama biz İstanbul'daki sıradan vatandaşlar şöyle geçirdi haftayı: Sıcaktan piştik, nemden boğulduk. Klimayı 20-24 bandında indirip çıkardık. Vantilatörün açısıyla cebelleştik. Mini masa pırpırını ağzımıza soktuk. Arada tutulduk, yamulduk. Nem yeteri kadar nefesimizi kesmezmiş gibi cezaevinden çıkan seri katillerin skor iddialarıyla boğulduk. Demet Şener'in, İbrahim Kutluay'ın medeni olmadığına dair trilyonuncu dokundurmasıyla, Demet Akalın'ın Yeşim Salkım'a cevaben "Şiştim gözün aydın, şiştim helal olsun" demesiyle biz de fena şiştik. Neyse ki arada bunları da yaptık:
SEYRETTİK:
Kışın hır gürü içinde seyredemediğiniz diziler, klimalı ev ortamında hayat kurtarıyor. Netflix yapımlarından Narcos, La Casa De Papel, The Crown... Blutv'den Babylon Berlin... Ama en çok da The Handmaid's Tale... Başka bir bakış açısı, tempo, icabında sınır/sinir ihlali ama sonuçta zekâ ve zevk...
SEVİNDİK:
Deniz Seki geçirdiği operasyonla altı ayda 27 kilo vermiş. Çok şükür. O ilik gibi, fıstık gibi, lokum gibi kadının fazlaca genişlemesi; cezasını haddinden uzun çekmesi ve ligden düşmesi kadar çok acıtıyordu içimizi. Kiloları biz alalım, o almasındı. İcabında biz veremeyelim, o versindi. Bu 27 kiloya hem çok sevindik hem de umutlandık. Bir kere kilonun verilebilir bir şey olduğunu hatırlattı! İçimizde hem o hem de kendimiz için gelecek daha hafif günlere dair bir ümit belirdi.
GURUR DUYDUK:
Nuri Bilge Ceylan'ın hayran kaldığımız son filmi Ahlat Ağacı Fransa'da vizyona girmekle kalmayıp gündem oldu. Le Monde, Le Figaro, Paris Match, her yerde değerlendirme yazıları çıkıyor, bahsi geçiyor, övgüler alıyor. Büyüksün, Nuri Bilge!
GÖRDÜK:
Erkeklerde slip mayo, her yaz bir biçimde gündeme gelen mevzudur. Sevilmez, aşağılanır, demode bulunur, kimselere yakışmadığı söylenir. Eski fotoğraflar ortaya serilir, dalga geçilir. Bu yaz da Mehmet Günsür üstünden dile dolandı. Kimsede olmasın ama onda neden olmasındı! Belli ki Günsür'ün kredisi çok slip mayo eskitirdi. Toplumda hiç sevilmeyen birinin kafasını onunkinin yerine fotoşoplayın da görün kopan gümbürtüyü...
NOSTALJİ YAPTIK:
Süreyya Yalçın'ın eflatun kombinezonumsu entarisinin altına giydiği 'paha biçilemeyen' beyaz çizmelerini görünce, o en popüler olduğu yıllara gittik. Zihnimizin çöplüğünde magazin nostaljisi yaptık.
UMUTLANDIK:
Oyunculuk eğitimi için Los Angeles'da bulunan Furkan Andıç, bitirme projesiyle sahnede büyük tezahürat toplamış. İyi olmasını isteriz. Niye? Savaş Sargun olarak anılarımız var çünkü. Nereden? Daha senaryosunun yazım aşamasından bildiğimiz Meryem dizisinden. Yolu açık olsun.
TEK YÜREK OLDUK:
Kemal Sunal'a laf edilmesi karşısında topyekun birlik olduk. Neşet Ertaş, Münir Özkul, Adile Naşit, Ahmet Kaya, Sadri Alışık, Barış Manço, Cem Karaca... diye milletçe mutabakata vardığımız ender isimlere rahmet diledik.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.