Hakkını vererek ayrılmak
İLİŞKİLER GİDEREK YOZLAŞIYOR
Erkek hiç düşünmeden cesaretle yanıtlar: "Benim de sana emeğim geçtiyse, benden sana giden her şey sana ananın ak sütü gibi helal olsun." Ve ayrılırlar. Siz hiç böyle düzeyli bir ayrılık duydunuz mu? Bu gerçek bir hayat hikayesinden alınmadır. Aslında herkese örnek olması için paylaşmak istedim, çünkü son dönemde ilişkiler öylesine yozlaştı ki, temiz kalpler, iyi niyetler anlatılmak zorunda. Son dönemin alışılageldik ayrılık öyküleri çok kirli. Ya bir taraf diğerini suçlamaya koyuluyor ya da ayrılık fikrini kabul etmiyor. Ayrılmak istemeyen taraf, gece yarıları sessiz telefonlarla karşı tarafı taciz edebiliyor. Kimi zaman da, internet, Facebook, e-posta şifrelerini kırarak dedektifçilik oynuyor. Kendini hasta edene dek onun yeni ilişkisini takip etmeye çalışıyor. Ya da hakaretler, küfürler devam ediyor. Oysa gerçek sevgi, ayrılmak isteyen kişiyi olduğu gibi kabul ederek, serbest bırakmaktan geçer. Böyle bir çift olmak, adam gibi adam ve kadın gibi kadın olmayı gerektirir. Hayatımızda bizden daha değerli kimse olmadığını hatırlamak gerekir. Hayatımızı bir ilişki etrafında döndürmemeyi bilmeliyiz. Çok zordur. Kaybetme korkusu, yalnızlık, reddedilme, tercih edilmeme, değersizlik duyguları, bizi böyle saygı çerçevesinde davranmaktan alıkoyar.
AYRILIKTAN KORKMAMALIYIZ
Bazen de evlilikler biter. Bu daha zor bir ayrılık şeklidir. Evliliklerde sadece kalpler ve duygular değil, aileler, çocuklar, para, borçlar, sosyal çevreler de birbirine girmiştir. Ama böyle durumlarda bile birbirimize saygı gösterebilmeli, hayatı zindan etmemeliyiz. Son yıllarda sadece boşanma oranları artmadı, aynı zamanda yüzeysel ilişkiler ve duyguların çok çabuk tüketilmesi sebebiyle, sevgililer de kolayca ayrılmaya başladı. Uzun süreli birliktelikler de gürültü ve kavgayla sonlanıyor. Ayrılıktan korkmamalıyız. Böyle bir durumda karşınızdaki kişiye tutunmayın. Ayrılık sadece onun kabahati değil, bunu bilin. Muhakkak olaylarda sizin de payınız vardır. Karşınızdaki kişi ne kadar haksız olursa olsun, muhakkak sizin de görmeniz gereken bir şey vardır. Bunu bulmaya çalışın. Her ilişkide, hatta onunla buluştuğunuz her ortamda, bir hologram (enerji sahnesi olarak hayal edebilirsiniz) olduğunu düşünün. Yaşadığınız her sahnenin sonunda, bitişi yaparken, hiçbir haksızlık kalmamalı. Hiç kimse, kimsenin yaşam enerjisini çalmamalı. Bunu nasıl yaparız? Karşımızdaki kişinin bizim üzerimizdeki emeği ve güzel niyetlerini onurlandırarak, saygı göstererek. Aksi taktirde, ne kadar haklı olursak olalım, hologramı, yani enerji sahnesini kapatamamış oluruz. Kapatamadığımız her sahnede, enerji vampirliği yapmış oluruz. Enerji vampirliğinin bir vebali vardır, unutmayın. Gün olur, ödemeniz gerekebilir. Aynı enerjiyi temsil eden başka biriyle aranızda yeni bir uyumsuzluk yaratabilir. Siz siz olun, ayrılıklarınızı iyi yönetin. Olumsuz duygularınızı topraklayın. Kimseye yapışıp kalmayın. Haklarınızı helal edin. Ve geleceğinizi Yaradan'a, evrene teslim edip, gününüzü gün etmeye bakın. Kolay değil biliyorum. Ama yapabilenler de varmış. İşte kalpte yaşamak, bu demek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.