Güvenmek ya da güvenmemek
VE EGO DEVREYE GİRER...
İşte bu durumda sevgili ego devreye girer. Stratejisi şudur: İşler nasıl olsa kötü gidecek. Öyleyse ben önce davranıp bu işi sabote edeyim. Ve türlü türlü bahanelerle insana hata yaptırır. Çiftlerden biri hata yapıp kalp kırdı mı, diğeri de ona savaş açar ve o da hatalar zincirine devam eder. Bir başka ego stratejisi de böl ve yönettir. Yumurtaları aynı sepete koymak istemez. Tek bir kişide tüm aradıklarını bulmayı beklemek yerine pek çok kişide azar azar bir şeyler bulur. Canı acımasın diye... Bütün bunlar için bir tek varsayımı vardır: Mükemmel olanı nasıl olsa yaşayamam. Bunun altında bazen değersizlik, bazen kaybetme korkusu, çoklukla da ölüm korkusu bulunur. Oysa bir ilişkiyi pek çok paralel seviyeden yaşayabilirsiniz. Aynı kişiyle en yüksek mutlulukla ilişkiye başlayıp, korkularınızın dozuna göre en düşük ve mutsuzluk verecek seviyeye kadar düşebilirsiniz. Bu nasıl olur, bilir misiniz? Sevdiğiniz kişinin karanlık yanları, siz korkar korkmaz tetiklenir. Ve kötü davranışlar sergilemeye başlar. İşte o anda hangi paraleldeyseniz, iki yoldan birini seçme hakkınız oluşur. Birinci yol, onun davranışlarından etkilenmeden, kendi içinizde saf sevginize tutunarak yaşamak istediklerinizi yeniden yüksek seviyelere taşımak... İkinci yol ise onun davranışlarının girdabına kapılarak, kendi hatalı davranışlarınız ve öfkenizle cevap vermek.
DOĞAL OLARAK TEK EŞLİLİĞE DÖNÜŞ
Siz onunkine karşılık kendi karanlığınızı ortaya çıkarıp savaşmaya başladığınızda, artık bulunduğunuz gerçeklikte çakılır kalırsınız. Bir daha ilişki iyiye gidemez. Oradan sonra tek yön aşağı doğrudur. Savaşmak, kötülüğe kötülükle karşılık vermek işte bu yüzden her iki tarafın da yenilgisidir aslında... Oysa tek yapmamız gereken, korkmadan sevgiye, aşka teslim olabilmektir. Bu, aslında hayata ve evrene güvenmektir. Yeter ki inancımız kuvvetli olsun. Herkesin gerçek ve karşılıklı aşkı yakalaması ve doğal olarak, kendiliğinden tek eşliliğe dönebilmesi dileğiyle...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.