İstanbul kokulu filmler geçidi
UÇURTMANIN KUYRUĞUNDAKİ DÜŞLER
Bir kısa filmde gördüm. Çocukluğumuzda hangimiz düşlerimizi, düşüncelerimizi bu uçurtmanın kuyruğuna bağlayıp da gelecek günlerimizin gezegeninde bir seyahata çıkarmadık? İki çocuktu onlar... Dolunay çıktığı geceler çimenlere uzanır, düşlerinin uçurtmasını gökyüzünde uzun bir geziye çıkarırlardı. Bir gece olsun, uçurtmaları dolunaya ulaşamaz mı? Ve bir gece bez parçalarından, çuvallardan, naylonlardan yaptıkları ipin ucuna taktıkları uçurtma, gökyüzünde dolunay ile kucaklaşacaktır. Dolunay'dı adı. Orhan Veli'siz bir İstanbul düşünülebilir mi? Adı üzerinde İstanbul'u Dinliyorum doğumundan ölümüne insan manzaraları eşliğinde muhteşem bir İstanbul panoraması... Başka filmler de gördüm: Cennet, Ninem İstanbul'da, Adem, Yalnız Değilsin, Kayık, Yan Yana, Kızlar Kaçtı... Işıl Özgentürk Film Atölyesi'nin hayata geçirdiği, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti projeleri arasında yer alan bu 10 kısa film, 'Dürbünümde1001 İstanbul' başlığı altında, geçenlerde Yeditepe Üniversitesi'nde yapılan bir galayla seyircisiyle buluştu. Hemen hepsi de İstanbul kokan kısa filmler... Özgentürk'ün öğrencileri ellerine bir dürbün almışlar ve gördüklerini, yüreklerinde duyduklarını İstanbul'un tarife gelmeyen kokularıyla harmanlayarak beyazcama yansıtmışlar; çok da iyi yapmışlar. Konuları kadar biçimleriyle de üzerinde durulması gereken bir çalışma... Sessiz film tadında olanı da var, yeni biçim denemelerine açık uç örnekleri de... İstanbul'a armağan bir sinema şöleni...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.