Porno benim isyanımdır!
ŞÖHRET TAVAN YAPIYOR
Tabii Nuri Alço, filmin tanıtım çekimlerinde gazoz esprisi yapıp Şahin K.'ya ilaçlı gazoz da içirmiş, tam olmuş. Sonrasında aralarında ne geçti bilmiyorum ama filmde Şahin K.'nın öyküsü etrafında toplumun önyargılarına karşı verilen mücadele konu alınıyormuş. Vay be!.. Toplumun önyargıları ha?! Kıymetli okur, itiraf edeyim, ben bu Şahin K.'nın bir filmini izledim. Allah sizi inandırsın, o gün bugündür cinselliğe mesafeli yaklaşıyorum. Ne var ki, kendisi etrafında örülen tuhaf hoşgörü halesi onu dokunulmaz kılıyor. Herkeste bir anlayış, bir şefkat... O da kendini bir tür filozof falan zannediyor artık. Çekmiş olduğu eşek tepişmesi pornolarının toplumsal rolünden, derinliğinden falan söz ediyor. Porno sektörüne birilerine bir şeyleri kanıtlamak için girmiş de, neticede başarılı olmuş da... Denizden çıkan buz gibi başarı! Şahin K. toplumun önyargılarına karşı mücadele edebilir mi, orasını bilemem de, kendisi bizim toplumsal ikiyüzlülüğümüzün bir ifadesidir aslında. 'Ailemizin pornocusu' olarak onu bağrımıza basmakta beis görmüyoruz ama konu Sibel Kekilli olunca namusumuz gidiyor. Çok erkeğiz, çoook!.. Gerçi Sibel Hanım da, "Porno benim isyanımdı," gibi derin laflar etmişti zamanında ama neyse... Hoşgörüyü, isyanı, gülmeceyi acayip yerlerde arar hale geldik. 'Sanatsal kaygı insanı' Şahin K. olan ülkenin gişe filmi insanı da Şahan G.'dir tabiatıyla. Yaptıkları arasında niteliksel bir fark bulunduğu kanaatinde değilim. Toplumsal yapımızın her bir tarafı, aynı ahenk içinde saçma sapan bir seyir izlemektedir. Acayip hareketler yaptığınız zaman herkes size dönüp bakıyor. Misal, 'türbanlı yazar' kontenjanından medyamızda yerini alan bir kardeşimiz, kendi cenahındaki kimi hanımlara 'motor' demeye getirerekten sivriliveriyor. Düzeyi bel altı seviyesinde belirlediğiniz zaman şöhretiniz tavan yapıyor...
BÖYLE SOSYOLOJİ Mİ OLUR?
'Türban'dan laf açılmışken belirtmeden geçemeyeceğim; kanaatimce ülkemizde üniversitelere türbanla girilmesi hususunu tartışmak son derece anlamsız. Üniversiteye girdikten sonra içinde ne bulunacağı sorusu çok daha önemli. Bu memlekette eğer bir 'sosyoloji ilmi' varsa, bu işlere açıklama getirmelidir. Niye her şey bu kadar saçmalaşıyor? Üstelik Amerikan sosyolojisi de mümkünse kullanılmasın, çünkü Amerikalıların kendilerine hayrı yok. Baksanıza, ABD'deki Case Western Reserve Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, cep telefonlarından günde 120 adetten fazla kısa mesaj çeken gençlerin, diğerlerine göre daha fazla cinsel ilişkiye girdiği belirlenmiş. Habertük de bunu haber yapmış. Yahu kardeşim, böyle sosyoloji mi olur?! Araştırmayı yapan Dr. Scott Frank'ı ciddiye alsak, kısa mesaj yollayacak parası olmayan, 'çaldırıp kapatan' yurdum gençliğinin haline acımak durumunda kalacağız... Neyse, saksıyı biraz daha zorlarsam, büyük Türk düşünürü Yılmaz Morgül gibi, "Hayatta herkes antidoğmatiktir," diye laflar etmeye başlayacağım, herkes apışıp kalacak. Bu sebeple bitirdim gitti...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.