
1990’lı yıllarda yapılan özelleştirmeler hatalıydı
ABD'nin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) FCC ve İngiltere'nin regülasyon kurumu Ofcom network operatörlerinin data kullanımı ve erişimiyle ilgili sınırlamalar getiren yapıdan, aynı hizmete aynı kurallar getirmeye çalışan bir yapıya dönüştü. Bu regülasyon anlamında ciddi bir değişimdir. İspanya'nın ardından İngiltere de network altyapı paylaşımıyla ilgili kararlar almaya başladı. Bunlar bizim iki yıldır uyguladığımız trendler. Bizim altyapı üzerinden de ğil, hizmet ve deneyim üzerinden rekabeti gerçekleştirmemiz gerekir. Artık sadece dakika ve SMS satan şirketler değiliz. Datayı işleyerek dijital servisler satıyoruz.
FİBER İÇİN 13.5 MİLYAR YATIRIM LAZIM
Sabit, mobil ve kule altyapımızı herkesle paylaşmaya hazırız. O yüzden kuleler için Global Tower adıyla Turkcell'den ayrı bir şirket kurduk. 3 operatör herkesi kapsayacak şekilde Türkiye'yi fiberle donatsa 13.5 milyar dolar yatırım gerek. Bunu ortak yaparsak 10 milyar dolar tasarruf sağlanır. Aslında kamu da özel de bunu istiyor. Ama biz 1990'larda özelleştirme sürecinde yaptığımız hataların sonucunu yaşıyoruz. O günlerde yapmak istenilen şeyler mahkeme iptalleri sonucu eksik kaldı. Özelleştirdiğimizi düşündüğümüz şeyleri kiralamış gibi bir noktaya düştük. Şimdi yatırımı yapan da pişman yapmayan da… Bakın, Türk Telekom da altyapı paylaşımı konusunda istekli. Ancak onların da elini kolunu bağlayan imtiyaz sözleşmesi var. Yeni Türkiye'de özel sektöre ve kamu otoritesine bu sektörün önünü açacak çok önemli vazifeler düşecek. Hep birlikte çözüm bulacağımıza inanıyorum. Bir fiber yatırımı 29 yılda geri dönüyor. Uluslararası muhasebe standartları 'imtiyaz sözleşmen ne kadarsa yatırımını o zamanda amorti edeceksin' diyor. Bugün imtiyaz sözleşmelerinin 8-9 senesi kaldı. Böyle bir yapıda kimseyi 'neden yatırım yapmıyorsun' diye suçlayamazsınız. 'Bunu doğru fiyattan niye paylaşmıyorsun' diye de suçlamazsınız. Türkiye'yi dijitalleştirmek istiyorsak bu problemleri aşmamız gerekiyor.
Bilemiyorum. Burada bir açılım yaratmak lazım.
DİJİTALDE DÜNYA ŞİRKETİ OLACAĞIZ
Bu teknolojiler hazır olduğu müddetçe uyguluyoruz. ULAK'la ilk görüntülü görüşmeyi yaptık. Ama 2016 Türkiye için çok özel bir seneydi, başımıza gelmeyen kalmadı. O yüzden operatörlerin yerelleşme oranı tutmadı demek haksızlık olur. Hepimiz aynı amaç için varız. Yerelleşme hepimizin gündeminde. Tedarikçilerimize 'Yatırımı burada yapın' diye baskı yapıyoruz. Bip, fizy, tv plus gibi servisler üretiyoruz. Bunlar yerel değil mi?
Gelirlerimizin yüzde 35-40'ını Türkiye dışında yapmak istiyoruz. Yurtdışındaki büyümeyi coğrafi büyüme olarak görmeyin. Belarus, Kıbrıs, Ukrayna ve AB'de olmaya devam edeceğiz. Ama dijital servislerle tüm dünyaya hizmet vereceğiz. Bip'in 13 milyon kullanıcısı var. Bunun 1.5 milyonu yurtdışında. İran'da operatörümüz yok ama Bip kullanıcıları var. Keza Azerbaycan, Irak, Almanya ve Suudi Arabistan'da da…
TÜKETİCİ FİNANSMANINDA SÖZLEŞMELERİN % 85'İ BİZİM
Geçen yıl 2.2 milyon insana kredi açtık. Bu alanda sözleşmelerin yüzde 85'ini biz yaptık. Aslında cep telefonları pahalı olduğu için vatandaşların ihtiyaçlarından ortaya çıktı bu şirket. Hedefimiz internete bağlanan herşeyi finanse etmek.
15 Temmuz'da yaşanan olaylar altyapının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Altyapıyı kamusal değer olarak görmeliyiz. Nasıl elektrik direkleri, su borularını koyarken kimse sormuyorsa fiber ve baz istasyonunda da kamu ihtiyacı olduğunun görülmesi gerekir.
YEREL ARAMA MOTORU İÇİN ÇALIŞIYORUZ
Üzerinde çalışıyoruz. Bir arama motorunun yüzde 95 pazar payı olduğu başka bir ülke yok. Kore'nin, Çin'in, Japonya'nın ve Rusya'nın kendi arama motorları var. Dolayısıyla burada bir fırsat var. Devletin de vergi ve hukuksal anlamda şartları eşitlemesi gerekir. Herkese aynı zorluklar değil, aynı kolaylıklar yaratılsın.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.