
FETÖ ile mücadele…
15 Temmuz'daki FETÖ terör örgütünün hain darbe girişiminin ardından tam 9 yıl geçti. Şöyle bir düşünün o günden bu yana neler yaşadık? Hepsini burada tek tek anlatmayacağım. Ara ara gözümün önünden film şeridi gibi olaylar akıp gidiyor. Sonra bugünlerde yaşadıklarımıza bakıyorum. Aklımı sürekli "FETÖ ile mücadele devam ediyor mu?" sorusu kemiriyor. Neden böyle diyorum.
Daha geçenlerde patlak veren Maydonoz Döner'i hatırlayın. FETÖ'ye finansman sağladıkları gerekçesiyle hemen hemen her semtte birkaç şubesini gördüğümüz döner zincirine operasyon yapıldı.
Öyle ya… Bu adamlar 2016'daki darbe girişiminden 2 yıl sonra devletin ilgili kademelerinden izinleri alıp, nasıl şirket kurdular da 7 ülkede 408 mağazası bulunan restoran zincirine dönüştüler! İnsanın aklı almıyor… Sonra yargıdaki Dumankaya kararı… Terör suçlarına ilişkin tüm dosyaların temyiz incelemesinin yapıldığı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nden çıkan ilk kararı hatırlayın. İstinaf verilen müsadere kararını onaylarken, 3. Daire bozdu. Hatta bozarken öyle ifadeler kullanıldı ki… Sanki, FETÖ'cülerin ekmeğine yağ sürecek cinstendi. Neyse ki, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı üzerine 3. Daire kararını gözden geçirdi, yeniden müsadere kararı onandı.
Şimdi benim merakla beklediğim bir dosya var.
Uğur Grubu Şirketleri…
Bu dosyanın hikayesi çok uzun…
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Uğur Soğutma'ya el konuldu. FETÖ'ye finansal destek sağladıkları iddiasıyla Nazilli'deki Tarmaklı ailesinden Ali ve Mehmet Tarmaklı gözaltına alındı. Daha sonra fabrikaya kayyum atandı. Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde de bu şirketle ilgili müsadere davası açıldı. 2017'de tahliye edildiler. 2019'da Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Uğur Şirketler Grubu ile birlikte 22 şirkete atanan kayyum kararını kaldırdı. Fakat fabrikaya dönen Takmaklı ailesinin birçok ferdiyle ilgili bu kez FETÖ/ PDY'nin Nazilli çatı örgütlenmesine ilişkin davada ceza çıktı. Başınız dönmesin, dahası da var. Yerel mahkemenin 2019'da esas hakkındaki mütaalaya aykırı olarak müsadere talebini reddetmesini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'nin 2. Ceza Dairesi'nin istinaf talebini reddetmesini, kararın savcılık tarafından temyiz edilmesini saymıyorum.
1 yıldır da dosya Yargıtay'da… 3. Daire inceliyor…
Esasında şirketin dosyasında yok yok… FETÖ'yle iltisak mı ararsınız, terör örgütü bağlantılı şirketlerle ticari ilişkiler mi?
Örgütün en önemli finansörü Kaynak Holding ve ona bağlı şirketlerle olan ilişkisi, muvazaalı işlemlerle FETÖ'nün yurtdışındaki elemanlarına aktarılan paralar, Bank Asya aracılığıyla örgüte sağlanan finansman, 15 Temmuz'dan sonra şirkette kayyum kararı kalkmasının ardından komisyon ödemesi adı altında yurtdışına aktaran paralar, Nazilli'de örgüte ait eğitim kurumlarının binalarının yapımı, örgüte bağışlanması…
Anlayacağınız tespit çok…
Baktığınızda, dosyadaki tespitler Naksan, Erciyes Anadolu, Aydınlı, Akfel, Koza İpek'ten pek farklı değil… O dosyalarda da suçlar aynıydı… Yerel mahkemelerin verdiği müsadere kararları doğrudan onaylanmıştı.
Bakalım bu sefer ne olacak!
Yazıyı bitirmeden, bir noktanın altını çizmek istiyorum. FETÖ operasyonları başladığında bunların kolay mücadele edilebilecek bir örgüt olmadığını, yaşadıkları her kırılma sonrasında yapı değiştirip, farklı isimlerle hayatlarını sürdüreceklerini hepimiz biliyorduk. O yüzden, bu uzun soluklu süreçte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın iradesinin devletin bütün mercilerine sirayet etmesi, mücadelenin de nefesler kesilmeden, sistematik olarak devam etmesi gerekir.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Dilek Güngör | FETÖ ile mücadele...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.