
Hüsamettin Cindoruk
Ayvalık-Cunda adasında "dayalı döşeli evi" var.
İstanbul-Nişantaşı'nda da "gül gibi evi" var.
Öyleyse bunca yıldan sonra:
Cindoruk'un, Ankara'da "girişin bir kat altındaki kooperatif evinde" ne işi var?
***
"Hırs" desek o da değil.
Kongreden 3 hafta öncesine kadar "beni unutun... DYP'nin başına ya Prof. Süheyl Batum geçsin ya da Mehmet Ali Bayar" diye konuşan kişi Hüsamettin Bey'den başkası değil.
***
"Koltuk sevdası" da diyemiyoruz. Koltuğu çok sevseydi, TBMM Başkanlığı gibi bir makamı "görev süresinin bitimine 6 ay kala" bırakır mıydı?
"Onu eşi itekliyor... Lider karısı olmaya çok hevesli" demek de imkânsız.
* Dilek Hanım'ın siyasette hiç gözü olmadı.
* Evi barkı, tası tarağı toplayıp, Ayvalık'a gitmişti bile.
* Kongre işi çıkınca istemeye istemeye döndü... Anneler Günü'nde.
* Kızlarına gelince... 2'si evli, 1'i bekâr... Onlar da siyasete dürbünün tersiyle bakarlar... Politikanın uzağındalar.
Yeterince uzattık, kısa keselim...
1. Cindoruk'u "iteklediler."
2. Cindoruk'u siyasette bağlasanız da "uzun süre" oturmaz... Yerini bir "gence" bırakır gider.
Nereye mi?
Nişantaşı'na... Ayvalık'a-Cunda'ya... Balıkçı Nihat'a.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.