Öfke baldan tatlı 'ama...'
Tunceli'deki futbol takımına "Dersim" adı verildi.
Diyarbakır emniyeti "Kürtçe bilen polis" açılımı yaptı.
Ve Batman'da "Polis İmdat" hattı, 24 saat Kürtçe hizmete başladı.
Ne oldu, kıyamet mi koptu?
Biraz "özgüven", biraz "partiler arası diyalog", biraz "hoşgörü" pek çok sorunu çözüyor.
Diyarbakır'a gidip "işyeri tabelalarına" bir bakın.
Her caddede, sokakta, her çarşıda "hem Türkçe hem de Kürtçe" pek çok tabela asılı.
Diyarbakır-Sur Belediyesi'ni "geçen ay" yazmıştık.
Belediye'ye telefon edin...
"Hoşgeldiniz" sözü (ve devamı) üç dilde tekrarlanır.
Türkçe, Kürtçe, İngilizce.
Diyarbakır'da "okulda Kürtçe okutulmuyor" ama...
Çocuklar, yatmadan önce "Kürtçe hikâye" okuyorlar.
Okuması olmayan çocuğa da "ana babası okuyor."
Kitabı "belediye" veriyor. (Sur Belediyesi.)
"Açılım" denilen şey öyle veya böyle "zaten oluyor."
"Erken açılanı" devlet görevden alıyor, mahkemeye veriyor. (Örnek: Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş)
Görevden alınan, ilk seçimde "daha yüksek oyla" aynı koltuğa oturuyor. (Örnek: Yine Abdullah Demirbaş)
"Devlet" bir gün öfkeleniyor, "Kürt milletvekillerini" yaka paça, tekme tokat Meclis'ten çıkarıp, hapse atıyor.
Sonra onlar "daha büyük sayıyla" yine Meclis'e giriyorlar.
Konuyu "öfkelenmeden, hakaret etmeden" konuşmaya ne dersiniz?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.