Ağrı merkezi

Pazar... Saat 13.00... Viyana'daki dostlarımız Venüs ve Uçal Dalgıç otelimize geldiler:
- Uçağın saat 19.45'te... Biraz gezelim...
Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın otağ kurduğu yere gidelim...
Dağa çıkıp yemek yiyelim. "Olur" dedik:
- Ama önce Ali Haydar'ı ziyaret edelim. Gittik...
"Hastanede" değil... 25 Eylül'den beri "Ağrı merkezinde."
Ağrı merkezi...
Artık "İyileşmesi imkânsız olanların... Gün sayanların" yattığı yer.
Odaya girdik... Seneler öncesinin "Dünyalar güzeli Nalân" bitmiş, tükenmiş, küçülmüş, çökmüş.
"Dağ gibi Ali Haydar" morfine bağlanmış...
10 gündür yemek yemiyor, "Morfine...
Sakinleştiriciye bağlı" yaşıyor. "Ali Haydar" diye seslendik...
İrkildi.
Nalân "Ali Haydar...
Bak Yavuz Abi geldi" dedi... Yine irkildi...
Göğsünde bir titreme oldu...
Heyecanlandı.
Nalân dedi ki:
- Geldiğinizi anladı...
Seviniyor... Ama gözlerini açamıyor.