Diken üstündeki şehir
Bölge sallanıyor... Manisa diken üstünde... Artçı depremler sürüyor... Köylerde insanlar çadırda... Konteynırda.
Ama... Kimse halinden şikâyet etmiyor.
Zira... Devlet tüm imkânlarıyla bölge halkının yanında.
Bugün... Konumuz... Deprem ve Manisa.
***
Yaralar sarılıyor
Selçikli... Karabörklü... Musalar... Gökçeahmet... Karakurt köyleri (Şimdi mahalle) depremde en çok "Sallanan" yerler.
Öyle bir sallanma ki... Çanakkale'den Aydın'a, İstanbul'dan Denizli'ye... Uşak'tan Bursa'ya kadar "Geniş bir coğrafyada" hissedilmiş.
Ağır hasarlı evleri... "Büyükşehir belediyesi" yıkmış.
Hasarlı cami... O da yıkılmış.
Ankara... Yerel yönetim... Kızılay... AFAD... "Yaraları sarıyor."
Dillerde... Hep aynı sözler:
-Allah devletten razı olsun.
***
Şehit annesi
Kocası Remzi Duran "Alzheimer."
Evleri hasarlı... Konteynırda kalıyorlar.
"Yardım malzemesi" uzatıyoruz.
Nezaket Hanım "Kabul etmiyor."
"Devlet... Vali... Belediye... Kızılay... Her şeyi verdi" diyor.
Israr ediyoruz... "Al" diye.
Nezaket Duran "İhtiyaç sahibi birine" vermek için alıyor.
***
Korku var... Panik yok
Birinci deprem... 22 Ocak'ta... "5.6 büyüklüğünde."
İkinci deprem... 28 Ocak'ta... Büyüklüğü... "4.8."
Üçüncü deprem... "5.2" Tarih 18 Şubat.
Manisa'nın "50 kez sallandığı" günler oluyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün dedi ki:
-Artçı deprem sayısı 2 bini geçti.
Manisa... "Korku" evet... Var... Ama "Panik" yok.
***
Bölgeden insan manzaraları
Karakurt'ta... "Depoya" gittik.
Depremden sonra gelen "Yardım malzemeleriyle" dolu.
Koliler... Battaniyeler... Isıtıcılar... Kömür... Giyecek.
İsteyen... Gelip alabilir.
Ama... Kimse istemiyor.
Zira... İlk gece almış... "Daha fazlasında gözü yok."
Bölge insanı... İşte böyle... "Gözü tok."
***
Muhtar
Nüfus 1.841.
106 ev ağır hasarlı... 162 orta hasarlı.
183 çadır kurulmuş... 34 de konteynır var.
Bazıları... Traktörün römorkunu branda ile örtüp "Ev yapmışlar." Muhtar İdris Kat dedi ki:
***
Olcay anne
Olcay Deniz... Manisa Valisi Ahmet Deniz'in eşi.
Depremle sarsılan bölgenin... "Olcay annesi."
Çocuklar ona "Anne" diyor, o da çocuklara "Oyuncak" veriyor.
Deprem çadırında oturuyor... Kadınlara "Ablalık" ediyor.
Allah razı olsun.
***
Sanki... "Ağız birliği"
Sohbet ediyoruz.
"Nasılsınız" diye soruyoruz.
Yanıt... Sanki herkes "Ağız birliği" etmiş gibi:
-Çok şükür... İyiyiz... Sizi gördük, daha iyi olduk.
Dillerde... Her cümlede... Mutlaka "Şükür" var.
***
İkram aracı
Bedava çay... İç içebildiğin kadar.
Fakat... Depremzede adam "Bedava çayı" içmiyor.
Kahveye oturuyor... Çayını söylüyor... Parasını veriyor.
Soruyoruz:
-İkram aracında çay bedava... Niçin kahvede parayla çay içiyorsun?
-Ayıp olur... Allah'ın gücüne gider... Devletimize yazık değil mi?
***
Sıcak yemek
Belediye... Kızılay... "Sıcak yemek" veriyor.
Ama... Depremzede... "İstemiyor."
Yaşlı kadına soruyoruz:
-Niçin?
Kadının yanıtı... Kelimesi kelimesine:
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.