Erdoğan’ın keyfi, Kılıçdaroğlu üzerindeki baskı
Seçimlere 7 ay kala CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu üzerindeki kamuoyu baskısı artıyor. Malum, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu'na "Hodri meydan, gücün yetiyorsa, yüreğin varsa seçimlerde çık karşımıza" çağrısı yapıyor. "Gel, TV'lerde vizyon yarıştıralım" cevabı Erdoğan'ın meydan okumasının etkisini azaltmıyor. Kılıçdaroğlu'nun hem ortak adaymış hem de henüz değilmiş halinin Cumhur İttifakı için elverişli bir sermaye olduğunu daha önce yazmıştım. Nitekim Erdoğan bu sermayeyi büyük bir keyifle kullanıyor. CHP lideri üzerindeki baskı bununla sınırlı değil. Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan karşısında kazanamayacağını düşünenler de eleştirilerini sertleştiriyorlar. "Başarısız ABD gezisi" kadar ortak adaylık konusunu bu denli uhdesine alması da muhalefet çevrelerinde rahatsızlık üretiyor. Akşener'in "seçilebilme" şartı, ikinci turda Erdoğan'ın rahatlıkla alabileceğini düşünenler için bir korku kaynağı. Böylece hem Cumhur İttifakı hem de muhalefet çevrelerinden gelen baskı Kılıçdaroğlu'nu bunaltıyor.
***
GEÇ KALMANIN HESAP EDİLMEYEN MALİYETİ
Muhalefetin ortak aday açıklamak için seçim takviminin başlamasını beklemesi bence en ciddi hatası. Cumhur İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının Erdoğan olduğu ve seçim tarihinin de en geç 18 Haziran 2023 olacağı ortada iken ortak aday belirlenmesini 6'lı masa bileşenleri arasındaki bıktırıcı bir arayışa çevirmek muhalefetin aleyhine oldu. İçinden çıkamadıkları bir sarmal gibi. 6'lı masadaki bu gecikme "geçiş süreci çalışmaları" ve "adayın yıpratılmaması" gerekçeleriyle açıklanıyor. Bence bu yaklaşım parlamenter sistem döneminden kalma kabullerle malul. Karşılarında 20 yıllık seçim kazanma tecrübesiyle ve hızlıca yeni siyasi hamleler yapabilme kapasitesiyle Erdoğan var. Gözden kaçan husus şu: Başkanlık sistemlerinde başkan adayının birkaç aylık bir kampanya dönemiyle seçimi alması çok zor. Kampanya bir maraton olarak görülmeli ve olası ortak aday, kamuoyunda mevcut 6 genel başkandan daha fazla öne çıkacak bir profile kavuşmalı. Halbuki 6'lı masada oturan genel başkanlar mevcut sistem, parlamenter sistemmişçesine pazarlık ediyorlar.
***
***
Muhalefet geciktikçe "imkânsız mucize ortak aday" beklentisini yükseltiyorlar. Erdoğan'ı yenecek ama parlamenter sistem cumhurbaşkanı gibi sembolik olacak. Türkiye'yi krizlerin büyüdüğü dünyada taşıyabilecek lider profili sunacak ama genel başkanları dinleyecek... Tekrar edeyim, başkanlık sistemindeki seçim kampanyaları belediye başkanlığı seçimlerine benzemez. Bir maraton koşusudur. Muhalefet ister ortak aday ister çoklu aday çıkarsın cumhurbaşkanları adaylarının maraton koşucusu olma imkânlarını sınırlıyorlar. İşte bu sebeple bakmayın sert eleştirilere, her şeye rağmen en hazır adayları Kılıçdaroğlu.Ayrıntılar için lütfen tıklayın.