Taksici - dolmuşçu mantığı

AB'ye katılımımıza, bazı AB ülkeleri halklarından yükselen olumsuz sesler can sıkıcı. Bu nedenle şu sıralar, onların razı edilmesi için birtakım hızlandırılmış girişimlerde bulunuluyor. Ama esas girişim AB'ye girme isteği gösteren halkımızın bu birliğin taşıdığı olumlu değerler standardına hazırlanması yönünde olmalı...
Bu konuda ele alınması gereken en önemli toplum kesimlerden biri, taksi ve dolmuş şoförleri... Bunların işlerine ve kendilerine gösterecekleri saygının müşteriye saygıya dönüşmesi için yapılması gereken çok şey var. Bizim ülkemizde taksi şoförleri kamuoyu belirlenmesinde fikir taşıyıcılığı görevini çok iyi yerine getirirler. Ayrıca onların insanlarla kurdukları ilişki, ülkemizde insan ilişkilerine egemen olan pek çok değerlerin de bir aynası gibidir. Aralarında olması gerektiği gibi olanların, maalesef azınlıkta kaldığı bu kesimi, Batılı toplumların insan ilişkileri standardına kim hazırlayacak? Bu konuda ilgili mesleki üst kuruluşları ne gibi hazırlıklar yapıyorlar acaba?
Şahsen benim tanık olduğum son iki olayda bazı şoförlerin, işlerinin gereği olarak müşteriye sunmaları gereken hizmetleri bir lütuf gibi algıladıklarını gösteren keyfi tavırları, bu konuda acil bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor. İnsanların çoğu karşılaştığı bu tipleri polise şikayet etme veya ilgili mesleki kurumlara bildirme tehdidinden başka hiçbir yol bulamadan iniyorlar arabalardan. Şoförlerin kendi kılık kıyafetleri ve arabalarının temizliği gibi gözle görünen yanlarının düzeltilmesi kadar önemli bir şey de onların müşteriyle konuşma dili ve bu dili kullanan kafanın taşıdığı mantık kesinlikle yeniden biçimlenmek istiyor.
Bu arada müşterilerin de bu konuda bir öz denetim yapmaları gerekiyor. Böyle müşteriye böyle şoför döngüsünün kalitesinin kesinlikle yükseltilmesi gerekir.
SEVGİ ÖZKAN (Sosyolog) - İSTANBUL