İmparatorluğun çöküşünün ve büyük aşkın belgeleri
Enver Paşa, bu mektuplarda karısına özlemini dile getirirken bir taraftan da tarihe not düşmek istemiş. Bu mektuplar paşanın bir tür hatıratı.
Mektuplarda Orta Asya'da kullandığı bayrağının resminden tutun da bölgedeki ufak çatışmalara kadar her şeyi anlatmış.
Enver Paşa, eşinden mektup alamadığı zaman ise kahrolmuş, Bir defasında mektup gelmeyince, "Of! Beni ne kadar üzdün. Sana hitap edecek, zulmünü yüzüne çarpacak söz bulamıyorum. Zâlim, zâlim, zâlim bin defa yüz defa milyon defa zâlim...." şeklinde satırlar kaleme alan paşanın nasıl yakıldığını anlıyoruz.
Enver Paşa, şehid düşmesinden kısa bir süre önce yazdığı 25 Temmuz 1922 tarihli mektubunu "Seni öper, sever, kucaklar, bu mevcudiyet- i maddiyemle, aşk ve iştiyakımla sarılarak canını yakar, Hüdâ'nın birliğine yavrularımla beraber emanet ederim ruhum efendiciğim. Karaağaca çakımla ismini yazdım" diye bitirmiş. Şimdiye kadar Enver Paşa'nın son mektubu diye bilinen bu romantik mektuptan 10 gün sonra Enver Paşa'nın bir mektup daha gönderdiğini, dolayısıyla bu mektubun son mektup olmadığını da bu eserden öğreniyoruz. Bu belgeler hem büyük bir aşkı ortaya koyarken hem de imparatorluğun neden yıkıldığını da açıkça ortaya çıkarıyor. Kitap dikkatli okunduğunda imparatorluğun son 10 yılının hangi psikolojiyle yönetildiğini ve devletimizin beş milyon kilometrekareden Milli Mücadele öncesinde nasıl birkaç yüz bin kilometrekareye düştüğünü anlıyorsunuz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.