Hayat notları
Güzel bir bayram gününde, ellerinden geldiğince mutlu olmak ister insanlar. Bundan doğal bir şey var mı?
Mutlu olmak, her insanın hakkı.
Ama 'mutluluk' çok göreceli bir kavram.
Herkese göre değişiyor.
Her kişilikte, kendisine ayrı bir kimlik buluyor.
Nadir de olsa, farkında olan insanla bütünleşiyor mutluluk; bazen insanın gölgesi oluyor, bazen de gölgenin kendisi haline geliyor.
***
Bir zamanlar dünyaya Romalı bir köle olarak gelen, köleliğinin ilk yıllarında ise özgürlüğüne kavuşan, kendisini yetiştirip, aykırı bir filozof olan Epiktetos demiş ki:
"İnsanları mutsuz eden olaylar değil, olaylar hakkındaki görüşleridir..."
Gerçekten de böyle değil mi?
Böyle mi?
Örneğin Goethe de bir şiirinde demiş ki:
Sadece insanın kendi kişiliği..."
***
Bu yüzden gerçek mutluluk, insanın kendi içinde saklı...
Arzunun, elde etmenin, kazanmanın, daha fazlasına ulaşmanın, daha fazlasını istemenin, zenginleşmenin sonu yok...
İnsanlığa fayda sağlamadıktan sonra...
Sınırsızdır sahip olma, zenginleşme arzusu...
Ama insan fani olduğunu da unutmamalı...
Herkes, bir yeryüzü misafiri...
Ünlü bir anlatıdır:
"Gereksinmediğim ne çok şey var."
Mümkün müdür bu?
Şimdilerin kocaman tüketim dünyasında, insan sadece tüketmek için yaşayan ilkel bir çizgiye doğru mu yürüyor yoksa?
Sokrates bir de insanların kendi ruhlarıyla ilgilenmesine ilgi gösterirdi.
Yine demişti ki; "İnsanlar mallarıyla, şan ve şöhretleriyle bu kadar ilgileneceklerine, biraz da kendi ruhlarıyla ilgilenselerdi, çok daha mutlu olurlardı."
Öyle ama bu durum, kimin umrunda...
Her insan için, aslında ne kadar önemlidir bu...
Yani özünde hayatla ilgili bütün umudumuz kendimizde...
Bir başkasında değil. Ancak kimin gönlü, kalbi zengin ise örneğin, sadece o verebilir, umut ve sevgi dahil; bir şeyleri, diğerine... Ötekine...
Yaşam, tüm insanlar için, yoksulu ve zengini de dahil "minnet" duyulacak bir şey...
İnsan, bu minnet duygusundan uzaklaşmamalı bir de... Belki de bu yüzden Mevlana demiş ki:
Elinden avucundan, sonunda kayar gider, uçar tüm serveti
Ama minnetkarlık her şeyin
Daha fazlasını getirir insana"
***
Mutluluk, yaşama sanatıyla ilgilidir biraz da...
Öyleyse "yaşama sanatı", herkesce öğrenilebilirdir herhalde...
Bir de mutluluğu, konumlanışımıza bağlamamak gerekir galiba.
Kimse bulunduğu yeri abartmamalı mı acaba? Hem abartsak ne olacak?
Bakın sıra yine Montaigne'de bu konuda:
***
Sadece gerçekte duyarlı ve kendini bilen her insana, her yeni yükseklik, taşınmak için yeni sorumluluklar getirir aslında...
Çünkü yükseğe çıkması çok zor, düşmesi de bir o kadar kolaydır aynı zamanda...
Mutluluk, tüm bunların arasında, insana, insanlığa, hayata gerçek anlamda katkı getirmek, faydalı olabilmek sanatıdır, derinlerde bir yerde...
Hepinize iyilikler, mutlu bayramlar efendim...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.