ÜNAL ERSÖZLÜ (EGE)

Hayat notları: İnsanı tanımak

İnsan, bu mavi gökkubbenin altında, kendinden kendine yansıyan bir sırdır. Ölüm ise aslında aynı insana, binlerce yıllık hakikat sırrını anımsatır.

***
İnsan unutkandır. Pek çabuk unutur geçmişini, sevgisini, kendisini.
Ama aslında aynı insan, yine ne çok çabuk sever, iyi olanı, güzel olanı.
***
İnsan hırslıdır. Sanır ki götürecek sonsuzluğa, bütün hırslarını da.
Büyük yanılsama; yine de insan her şeyi yanında götürecek gibi yaşar bu dünyada.
***
Eskiden bir inanışa göre, bedenin içinde yürek, yüreğin içinde can vardı.
Canın içinde "gönlün" gizli olduğu düşünülürdü. Gönül içinde ise kara bir nokta.
***
İşte bu kara noktaya "süveyda" denirdi. İnsanın, idrak ve sevgi noktasıydı orası.
"Süveyda". Ne şiirsel bir sözcük değil mi? Sanki sevginin şiiri gibi.
***
Şiirimizde ilk kez Metin Altıok kullanmıştı 'süveyda' sözcüğünü:
"Yeni bir sözcük öğrendim geçende rastlantı sonucunda;
Eskiden yüreğin ortasında bulunduğu sanılan siyah nokta" diyerek.
***
Sonra da devam etmişti: "Yoklayın kendinizi şimdi hepiniz sonra söyleyin bana;
Nedir yüreğinizdeki siyah nokta, gizli niyet süveyda?"
***
Naili adında bir divan şairi, 17. yüzyılda yaşamış. Onun gazellerini okudum.
Evliya Çelebi'nin çağdaşı bu şairi okuyunca, köklerimizin sarsıcılığını hissettim.
***
Demiş ki şair: "Padişah-ı mülk-i azadi olan meyharenin.
"Tahta-i meyhanede tahtı Süleymandır yeri."
***
(Dünya ilgilerinden soyutlanma ülkesinin sultanlığını yaşayan bir sarhoş için, meyhanedeki tahta peyke, Süleyman'ın tahtı ile eşdeğerdedir.)
***
Alın size Einstein'ın izafiyet teorisi derinliğinde bir şiir. Bazen soyutlanma ülkesinde bir sarhoşun peykesi (tahta sedir, kerevet) bir sultanın tahtı ile eşittir.
***
Sevgi ve mutluluk, huzur insanın kendi içinde. Bunları dışarıda ararsak hayal.
İnsanı, sevmek mi mutlu kılar, sevilmek mi? Sevmektir aslolan, koşulsuz insan sevgisi.
***
Bu yüzden büyük yazar Herman Hesse demiş ki: "Yaşama anlamını kazandıran tek şey sevgidir."    Bu dünyadan Ömer Hayyam geçti. Bin yıl önce kocaman bir Hayyam. Dedi ki:
"Dünya yüzük gibidir, şüphesiz biz de onun nakışıyız."
***
Bir zamanlar bir de Feridüddin- i Attar vardı. Büyük bir Sufi şairi. Bazı kaynaklarda, Mevlana'nın bile gençliğine adım atmadan önce ondan feyz aldığı yazılıdır. Attar demiş ki:
***
"Anlamsız olmadığı halde öyle gözüken şey, onun anlamsız olduğunu düşünen kişinin cehaletinden daha iyidir."
***
Ne güzel bir adammış Simurg'u anlatan o kocaman Attar. Gelin bu yazıyı Nazım Hikmet'in, günümüz kirlenmişliğine sanki sessiz bir çağrı içeren dizeleriyle bitirelim:
***
"Annelerin ninnilerinden, spikerin okuduğu habere kadar
Yürekte kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
***
Anlamak sevgilim, bu müthiş bir bahtiyarlıktır
Anlamak gideni ve gelmekte olanı."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.