Cumartesi notları

Bugün gündemden uzaklaşalım.
Kısa anlatılarla, insanın derinliklerinde dolaşalım.

***
Bir filozofa, "Dünyada en zor şey nedir?" diye sorarlar.
"Sözdür" diye yanıtlar filozof.
"Neden?" diye sorduklarında da:
"Çünkü anlamak da zordur, anlatmakta" der.
***
Sözlerinin sivriliğiyle tanınan bir bilge kişiye yakınları, "İfadeleriniz çok ağır geliyor, insanlar bazen kaldıramıyorlar efendim" dediklerinde, şu yanıtı vermiş:
Bir gün Mevlana'nın eşi yokluktan yakınırmış.
Mevlana eşine dönmüş:
"Dünyayı sizden esirgemiyorum, sizi dünyadan esirgiyorum" demiş.
***
Kulaklarının büyüklüğüyle ünlü Galile'ye biri:
Zamanını ilme adamış çok meşgul olan bilge bir kişiye, "Zaman nedir?" diye sorduklarında, ondan şu cevabı almışlar: Yine bir bilgeye, "Yoksulluk kaç gün sürer?" diye sormuşlar:
"Kırk gündür" diye cevap vermiş.
"Peki" demişler, "Kırk günden sonra ne olur?"
Sakin cevaplamış:
Yine ünlü bir filozofa sormuşlar:
"Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar fakirsiniz?" diye.
Filozof gülümseyerek yanıtlamış:
"Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan" diye.
***
Büyük divan şairi Baki'ye sormuşlar:
"Geleceği öğrenmek ister misin" diye.
O da şu yanıtı vermiş:
Hz. Lokman'a sormuşlar:
"Edebi kimden öğrendin?"
Lokman, şu yanıtı vermiş:
Tıp tarihi hocası, yazar, değerli insan Ordinaryüs Prof. Dr. Süheyl Ünver Hoca (1898-1986) çok çalışkan biriymiş. Seksen yaşını geçtikten sonra da, hala çok çalışır ve üretirken sormuşlar:
"Azrail sizi unuttu mu efendim?"
Hoca gülümseyerek yanıtlamış:
Şair Namık Kemal'e bir arkadaşı sormuş:
"Sizin en samimi dostunuzla, en şiddetli düşmanınız kimdir?" diye.
Namık Kemal hemen yanıtlamış:
İnsanlık kendinin farkında olduğunda nasıl güzelleşiyor, değil mi?