Aydın Doğan partisinin 2019 hazırlıkları
Aydın Doğan Partisi (ADOP) 2019 seçimleri için kolları sıvamış görünüyor. Hedef malum: Erdoğan'ı mağlup etmek! Peki yerine kim geçecek?
Esasında orası pek de mühim bir mesele değil. Ha Kemal gelmiş, ha Meral! Ha Apo gelmiş, ha FETÖ! Hepsi olur, yeter ki Erdoğan bir gitsin!
Nasılsa yerine gelen ADOP'u iktidarına ortak alır. Medya kontenjanından olmadı, sermaye kontenjanından onu koalisyon ortağı yapar. Gizli ortak!
Ezcümle bütün ortaklar, elbirliğiyle 2019 seçimlerine müdahale edilmesi gerektiği fikrinde mutabıklar. En önemli aracın da ekonomik baskı olduğu kanaatindeler.
Onlara göre "eğer Türkiye 2019 seçimlerine bir ekonomik kriz havası içinde girerse bu Erdoğan'ın sonu olur!"
Belli ki yeni dönemin siyaset mühendisliği bunun üzerine kurulacak. 2014 ve 2015'te devreye soktukları stratejilerin hiçbiri sonuç vermedi. Ne terör saldırıları, ne sokak kalkışmaları, ne darbe girişimleri umulan faydayı sağlamadı. Erdoğan koltuğundan indirilemedi. Aksine Cumhurbaşkanı Erdoğan halk nazarında daha da güçlendi, Erdoğan'ın siyasi vizyonunun Türkiye'nin özgürleşmesi ve büyümesi noktasında ne denli hayati bir öneme sahip olduğu çok daha fazla anlaşıldı.
Şimdi ekonomik baskı silahını kullanacaklar. Bu doğrultuda öncelikle yabancı sermaye yatırımlarının azaltılması için çaba sarf ediyorlar. Küresel alanda Türkiye'ye güveni sarsmak için çabalıyorlar. Medya üzerinden türlü türlü kara propaganda faaliyeti yürütüyorlar. Batılı hükümetler nezdinde Türkiye'ye yatırım yapan işadamlarına baskı yapılması için lobi çalışmaları yapıyorlar. İşsizlik oranlarını artırmak ve Türk lirasına değer kaybettirmek başlıca amaçları.
Ne yazık ki böyle. Malzeme bu. Muhalefetteyken böyle düşünenler, Allah muhafaza ellerine iktidar geçirdiklerinde bu milletin menfaati için çalışırlar mı?
Şu anda siyaset sahnesindeki Erdoğan karşıtı aktörlere bir bakalım. Bunlar birbirlerinden hangi söylemlerle, hangi siyasi vizyonla ayrışıyor? Türkiye'nin geleceğine, bölgesine, küresel siyasete ilişkin yaklaşımlarının hepsi ortak. Hepsinin vizyonunu özetleyen tek bir cümle var. "Erdoğan ne diyorsa, tersi."
İlginç bir biçimde bu söylem AK Partililerde de karşılık bulabiliyor. Maalesef bazı AK Partililer zaman zaman karşısındaki medya propagandasına kanıp, kendi gücünü zaaf gibi görebiliyor. AK Parti'nin bu noktada kendi liderini izlemesi son derece önemli.
Unutmayalım ki yeise düşenin kaybedeceği bir mücadele bu!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.