Alkışlar Trabzon'a

Trabzon deplasmanında kritik maçtan daha önemli bir fotoğraf karesi dikkatimi çekti. Değinmeden maçı yazmaya gönlüm elvermedi. Trabzon'un en işlek caddesi Uzunsokak'ı maç öncesi arşınlayan binlerce bordo-mavili taraftarın arasında siyahbeyaz formalarıyla dolaşan Beşiktaşlıları gördüm! 90'lı yılları hatırlayın...Tribünlerde başlayan, şehre sıçrayan gergin ve yakışıksız görüntülerle bol bol anılırdı şehir... Kaotik dönemlerdi ve algısı çok iyi değildi. 2000'li yıllarda bir şeyler değil, çok şeyler değişti Trabzon'da... Son yıllarda fark edilmeyi bekleyen bir dinginlik ve müthiş olgunluk var tribünlerde... Spor camiası ve medyası olarak Trabzon halkına geciken bir teşekkür ve alkış borcumuz var!
Dün maçın önemi ve son dakikalarında artan gerginliğine rağmen genelde yakışan bir futbol rekabetine şahitlik ettik. Ev sahibinin üç puana olan ihtiyacı ve Beşiktaş'ın Avrupa yorgunluğunun maça etki edeceğini tahmin ediyorduk. Öyle de oldu... Yedek kulübeleri camla şeffaflaştırılmıştı. 90 dakika boyunca sık sık Trabzonspor'un kulübesini izledik. Şenol Güneş'in kazanma adına sahadaki futbolcularından daha çok efor sarfettiğine şahit olduk.

YORGUN SAVAŞÇI GUTİ
İlk yarı ev sahibinin en zayıf halkası Cale'ydi. Beşiktaş'ın en üretken yeri de Hilbert'li sağ kanadı. 45 dakikada Teofilo biraz becerikli, Hakan Arıkan biraz "dikkatsiz" olsa Beşiktaş ilk yarı golü kalesinde görebilirdi. Guti'yi ve dağınık defansı son iki maçtır idare etmekten yorulan Aurelio ve Ernst ikilisi Trabzon'un kazanma hırsının karşısında fazla duramadı. En yorgun savaşcısı Guti'yi dinlendirmek yerine İbrahim Üzülmez ve Bobo'yu kenarda tutması Schuster'in ilk hatasıydı. İki yıldır "Sol önde oynatılırsa Türkiye'nin en iyi sol açık oyuncusu olur" iddiasında olduğum İsmail, Q7'nin yerinde oynatılsa sağ kanat oyuncusu Holosko'nun sol açıktaki şaşkın görüntüsüne tahammül etmek zorunda kalmazdık. İkinci hata; kulübnde Yusuf Şimşek gibi sonuç değiştiren bir yıldız varken genç Onur'u kurtarıcı olarak oyuna alıyorsan oyuncunu tanımıyorsun demektir.
Özetle; Şenol Güneş ve talebeleri hakkıyla kazandı. Schuster kararlarıyla yardım etti.