En büyük hırsız, darbeciler
Demokrasimizin kesintiye uğradığı darbe dönemlerinin, bu ülkeye ne kadar büyük zarar verdiğini biliyoruz. Darbe dönemlerinde siyasetin, sosyal hayatın, ekonominin kısaca bu milletin nasıl perişan edildiğini biliyoruz.
Darbeler, sadece ülkeye değil çocuklarımızın geleceğine, umutlarına da büyük zarar verdi. Her darbede sırtımıza yüklenen acıları, bir de çocuklarımızın hatta torunlarımızın yaşayacağı düşüncesi, milyonlarca insanı ürküten bir travmaya dönüşüyordu.
Kısaca son 20 yılda darbelerin ve darbe girişimlerinin bu ülkeye ekonomik maliyeti çok ağır. Bunun hesabını "AK Parti gitsin de ne olursa olsun" diyenler ödeyecek mi?
Darbelerden bir gün sonra ise sokaklar süt liman oluyordu. Daha doğrusu olaylar 'şak' diye kesiliyordu. Enteresandır. 80 öncesi Doğu'da oldukça faal olan PKK bile Özal'ın Başbakan olduğu 84 yılındaki Eruh saldırısına kadar sıkıyönetim döneminde hiç bir eylem yapmadı.
12 yıl "Yolsuzluk" demeyenlerin bir gecede "Hırsız" diye bağırmasını ciddiye almıyor. 90 yılda yapılmayan hastane, adliye ve eğitim binalarına, havaalanlarına, toplu konutlara, duble yollara, Marmaray'lara, köprülere bakıp "Yolsuzluğun" yalan olduğunu görüyor. "Türkiye diktatörlük oluyor, basın susturuluyor, demokrasi bitiyor" diyenleri de ciddiye almıyor.
Çözüm Süreci'ne, işkencenin, faili meçhulün bitmesine, inkar edilse de ormanların artışına bakıp "Çevre düşmanlığının" ve "diktatörlüğün" yalan olduğunu görüyor. Kısaca Türkiye, artık Yeni Türkiye.
Not: Dün yine Paris katliamı ile sarsıldık. Avrupa'daki İslamofobiye katkı sunmaktan başka işe yaramayacak bu sinsi terör saldırısını kınıyorum. Aynı saatlerde Yemen'deki bombalı saldırıda da 50 kişi katledildi. Terörün milliyeti de dini de olmaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.