Kadınların iktidarı; AK Parti
Ağır kış günlerinde, iliğine kadar soğuğu hissederdi. Çatlamış ellerinden kan sızmasını önlemek için zeytinyağı iyi geliyordu. Sobanın geceden kalma kül dolu kovası, kahvaltıdan önce boşaltılmaydı. Annelik böyle bir şeydi.
Kendisi üşüse de çoluk-çocuk üşümesin diye her ama her sabah bu tören yapılmalıydı. Bir anne için bu yaptığı belki de en hafif fedakârlıktı. O annesinden, annesi de ninesinden böyle görmüştü çünkü. Asırlardır her kış yaşanan ritüeldi bu; soba külü boşaltmak.
Eşi veya ailedeki 'iktidar sembolü' erkekler ne derse desin o sandık başına gittiğinde oyunu hep 'hizmet'ten yana kullandı.
Kampanyalarında, merhum kendi annesi Tenzile hanımdan yola çıkarak tüm annelerin bu kahırlı "Soba külü" çilesini ayrıntılı şekilde tasvir ediyor sonra da alandaki kadınlara soruyordu; "Şimdi var mı böyle soğuk kış günlerinde soba külü boşaltma eziyeti?" Alandaki kadınların sesi, en gür şekilde işte bu soruya cevap verirken yükseliyordu; "Hayıır!"
Göka, AK Parti'nin, enerjimizi tüketip duran, evlatlarımızın kanımızın dökülmesine yol açan Kürt meselesini barışçı biçimde çözmeye cesaret ederken, ekonomik hamlelerle refahı tabana yaymaya çalışırken en büyük desteği, şehirlerde ailesinin gelecek endişesini üstlenmiş kadınlardan aldığını söylüyor. Çok doğru söylüyor…
Anneler, ailedeki erkeklerin "Oy ver" dediği parti yerine, küllenmiş derdine çare olan partiye veriyor oyunu. Madem memleketin yarısı kadın, o zaman iktidarın en temel dinamiği de kadınlardan gelen oylardır.
Erkek evde iktidar olduğunu zannede dursun, kadınlar üç dönemdir ülkenin iktidarını belirliyor…
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.