Levent Kırca'ya ayıp olmuyor mu?

Bir kaç yazar "kötü komedi programı kriteri" olarak bir süredir Levent Kırca'nın Olacak O Kadar Televizyonu'nu gösteriyor. Hatta Bir Demet Tiyatro'nun giderek Olacak O Kadar Televizyonu'na benzeyeceğinden "kaygı duyanlar" bile var. Evet, Bir Demet Tiyatro, eski çizgisinden uzaklaşmış gibi. Benim de gözüm eskilerini arıyor. Ama bu durumu eleştirirken, bence Levent Kırca, Oya Başar ve arkadaşlarına fena halde haksızlık ediyorlar. Kimse unutmamalı ki, Olacak O Kadar, Türkiye'ye "parodi" kelimesini öğretmiştir. Trafikten, depreme, töre cinayetlerinden, alkolizmin kötülüklerine, siyasetin yozlaşmasından, İSKİ'nin sabunlu bırakan icraatlarına kadar pek çok sosyal mesele Olacak O Kadar sayesinde toplumun gündemine taşınmıştır. Öyle ki, programın jenerik şarkısında anlatıldığı gibi, taşlar bazen "tam yerine" rast gelmiş ve görüntü yerine ekrana necefli maşrapa konulmuştur. Benim televizyon lügatimde Levent Kırca'ya benzemek bir utanç değil, "övünç" vesilesidir. Tabii ki kimsenin yerine gönül alma, özür dileme mecburiyetim yok. Ama bir televizyon yazarı ve Kırca'- nın 70'li yıllarda TRT 1'de yayınlanan Oyun Treni'yle büyümüş biri olarak bu haksız muameleye ve vefasızlığa karşı durmayı da görev bilirim.