YÜKSEL AYTUĞ

Reyting kalpazanları iş başında

Önceki gece TRT 1 ekranlarında inanılması güç bir röportaj yayınlandı. Tayfun Talipoğlu'nun sunduğu "Nasılsınız?" programının başında, isim ve adres listeleri elden ele dolaşan eski reyting denekleri ile yapılan söyleşiler ekrana getirildi. Evindeki peoplemeter (ölçüm cihazı) bir süre önce sökülen kadın, müthiş iddialarda bulundu. Bazı yapımcıların ve kanal yetkililerinin sürekli telefonla aradığını, kendi programlarını izlemesi için teklifte bulunduğunu bu tacizler nedeniyle telefon numaralarını değiştirdiğini anlattı. Ama daha da ciddi bir iddiası vardı. Bir televizyon sunucusunun bizzat evine geldiğini, kendisine imzalı fotoğrafını verip, iltifatlarda bulunduğunu, ona hediyeler göndermeyi vaat ettiğini belirterek, "Benden kendi programını izlememi istedi" dedi. TRT, konuşmada adı geçen televizyon programı sunucusunun ve kanalın ismini "bip"leyerek, sansürledi. Kadın, bazı yapımcıların kendisine ayda 500 lira maaş teklif ettiğini, bu parayı almadığını ancak dışarı çıktığında bile televizyonunda o programı açık bıraktığını itiraf etti. Kadın, yapımcıların kendisine bir vazo hediye ettiğini, çocuk odası takımı vaatlerini ise yerine getirmediklerini söyledi. Ben yayın bandının sansürlenmemiş halini izledim. Kadının orada ismini telaffuz ettiği sunucu hanımın ve kanalın adını biliyorum. Ancak bir tek deneğin "iddiasına" dayanarak bu ismi deşifre etmeyi doğru bulmuyorum. Ancak buradan Cumhuriyet savcılarına çağrıda bulunuyorum. Bu bandın ham halini alıp, izlesinler. İddianın doğruluğunu araştırsınlar. Zira reyting sahtekarlığı iddiaları artık programcıların, sanatçıların, televizyon eleştirmenlerinin diline dolanan bir "tartışma konusu" olmaktan çıkıp, hukukun kapsamına girmiştir. Bu nedenle İbrahim Tatlıses, Can Tanrıyar, Osman Sınav, Levent İnanır ve akademisyenlerin konuk olup, saatlerce konuştukları "Nasılsınız?" programının detaylarına girmeyi "abesle iştigal" addediyorum. Zira sözün bittiği yere çoktan gelinmiştir. Bundan sonrasının adalet terazisinde tartılması gerektiğine inanıyorum. "Burada konuşacak bir şey yok. Bu iş artık hukukçuların" deyip, programı terk eden Sinan Çetin'in görüş ve tavrına ise aynen katılıyorum. Röportajda adı geçen gündüz programı sunucusu hanımefendinin ise diğer meslektaşlarını zan altında bırakmamak için kamuoyu önünde hemen bir açıklama yapmasını bekliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.